Endişe içinde kıvranıp duruyordu. Ellerini başının arasına almış düşünüp duruyordu. Bir yandan da baş tarafındaki annesi ve halasının susmasını bekliyordu. Eve geldiği zamandan beri tabir yerindeyse başının etini yemişlerdi.
Meğer babasından önce o müstakbel damat adayı eve gelmiş ve söz hazırlıkları yapan iki aileye de nefretini kusmuştu. "Nasıl oluyordu da böyle ahlaksız bir kızla evlendirmeye kalkışabiliyorlardı kendisini" sonra da kendi ailesini de alıp çekip gitmişti evden. Gazel'in ailesi şaşkın bir vaziyette kala kalmışlardı. Olayın ne olduğunu bilmiyorlardı. Gazel eve telaş içinde geldiğinde ise onu soru yağmuruna tutmuşlardı ama bir karşılık alamamışlardı. Gazel'in ağzından "Babam eve geldi mi?" sorusundan başka bir kelime çıkmamıştı. Hala da konuşmamak için direniyordu.
Annesi delirmek üzereydi. Kızının evliliği ikinci defa bozulmuştu. Artık bundan sonra işleri daha da zordu. İlkinin nedenini biliyordu ama ikincisi neden bozulmuştu onu bilemiyordu işte. Bir taraftan da Gazel'in halası kendi bulduğu kısmeti Gazel'in kaçırmasına içerlemiş Gazel'in kendisini dinlemediğini görünce annesine yüklenmeye başlamıştı. Evin içindeki karmaşık hali kapı zili susturmuştu.
Gazel zil sesini duyunca birden başını kaldırmış endişeyle bakışlarını kapıya çevirmişti. Babasının gelmiş olabileceğini düşünerek kapıya doğru koşmuştu ama kardeşi kendisinden evvel davranmıştı ve kapıyı çoktan açmıştı. Gazel kapının açılmasıyla birlikte babasını karşısında görmüştü. Endişe ve korku içinde babasına bakarken birden onun arka tarafında duran kişiyi görünce şaşırmıştı. Birden kalbi olduğundan daha hızlı atmaya başlamıştı. O adamın ne işi vardı evlerinde. Üstelik babası ile birlikte gelmişti. Bakışları babası ve Aras arasında gidip geldi.
Gamze "Hoş geldin baba" diyerek kapıdan çekilmişti. Babası usulca içeri girmiş ve misafirini de içeri davet etmişti.
Gazel şaşırmakta yalnız değildi. Ev ahalisi bu davetsiz misafirin kim olabileceğini düşünüp duruyordu. Şaşkın bakışlar içinde oturma salonuna geçmişlerdi. Aras, şaşkın bakışları içerisindeki Gazel'e bir bakış atmış sonra da babasının gösterdiği koltuğa oturmuştu.
Gazel ise oturma odasının kapısının önünde öylece kala kalmıştı. Annesinin kendisine seslediğini bile duymamış kardeşinin onu dürtmesi ile bakışlarını babası ve Aras'ın üzerinden çekerek annesine bakmıştı. Sonra da annesinin kaşlarıyla konuşma dilini çözdüğü içinde annesini takip etmesi gerektiğini anlamış ve onunla birlikte mutfağa geçmişti. Babası, Aras ve halası ise oturma odasında kalmışlardı.
"Kim o adam" diyerek sinirli bir şekilde sormuştu Melike hanım Gazel'e.
Gazel ise zaten aklı karma karışıktı iyice arapsaçına dönmüş gibi duran durumu anlamaya çalışıyordu. "Hangi adam!" demişti şaşkınca.
Gamze kahkahayı patlatmış annesi ve ablasına bakıyordu. Gazel de kardeşine kaşlarını karartarak sinirlendiğini göstermeye çalışmıştı. "Kim olacak abla. Şu anda evimizin oturma odasında Yunan heykeli gibi duran o yakışıklı adamı soruyor annem." Demişti.
Gazel, bakışlarını annesinden kaçırarak mutfak tezgahına doğru yürümüştü. Ağzının içinden "Patronum!" demiş ve kahve yapmak için kavanozları karıştırıyordu. Kahve kavanozunun ağzını açmaya çalışmış ama bir türlü açamamış çünkü aklı oturma odasında kalmıştı. O iki adam nasıl bir araya gelmişlerdi ve Aras evlerinde ne yapıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYAZI KALBİM
Romanceİhanete uğrayan her kadın söyler bu sözü "Bunu bana nasıl yaptın?". Bu sözü genç kadında söylemişti. O adam ne demişti peki "sarhoştum!" Büyük aşkı bir içki şişesiyle unutulmuştu. Genç kızda unutmak istedi bütün her şeyi. Yüreğindeki yangını söndürm...