Kerem etrafını inceledi bir süre. Bir inşaat şantiyesinde bulunuyorlardı. Bu duruma gülümsedi. Galiba bazıları onun fikrini çalıyordu. Umarım son sahneyi de uygulamaya kalkışmazdı. Zira bu aralar bir binanın temeli olmak gibi bir niyeti yoktu. Etrafta kimselerin olmadığı belli idi. Zaten bu avukat bozuntusunun tedbirsiz davranacağını zannetmezdi. Şu anda tek bile değildi bunu biliyordu. Uzaklarda bir yerlerde birkaç adamı onu bekliyordu. Ediz tedbirli adamdı doğrusu.
"Manzarayı beğendin galiba. İstersen sana bir tapu verebilirim" demişti Ediz hala silahını o adama uzatarak.
Kerem, yan tarafındaki duvardaki tuğlaları yoklamış "Malzemeden çalmamıştırsın umarım. Manzarası güzel eğer fiyatta anlaşırsak neden olmasın. Ben de kendime tatil için ev bakıyordum." Demiş ve arkasını duvara yaslayarak o adama meydan okuyormuş gibi bakmıştı.
Ediz, kendisinden gram korkmayan adama sinirlenmişti. Karşısındaki adam ne tür bir manyaktı kim bilir? Bu konularda o uzman değildi. Ah şu anda Aras olsa idi şu pişkin adam karşısında bu kadar rahat durabilir miydi acaba? "Sen beğendiysen topraktan tapu veririm merak etme. Öylesi daha karlı oluyor. Bir düşün istersen" demişti.
"Düşündüm. Güzel ama sanki çok dağ başı gibi. Buralarda kurt kuş yemesin beni" demişti.
"Yerinde olsam kurttan kuştan değil sana silah doğrultandan korkardım. Zira şu anda onlar değil ben varım. Şu ukala tavırlarını bir bırak da söyle bakalım sen kimin köpeğisin?" demişti. Bakışlarını ciddileştirmiş ve Kerem'e doğru birkaç adım ilerlemişti. Tam onun karşısında durmuştu.
Bu sırada Kerem'inde bakışları ciddileşmişti. Yaslandığı duvardan usulca doğrulmuştu. "Ben kimsenin köpeği değilim?" demişti.
Bu defa Ediz alay edercesine gülümsemişti. Karşısındaki adamı sinirlendirmeyi başarmıştı. "Ben o kadar emin değilim. Evimize sızdın ailemizi koruyormuş gibi davrandın ama sen sahteydin. Adın kimliğin her şeyin sahte" diyerek bağırmıştı.
"Ben sadece basit bir korumayım. Neden benim hakkımda yanlış fikirlere takıldın bilmiyorum. Yüzümdeki peçe sana gizemli göründü galiba. İnan bu peçeyi indirmemi istemezsin. Şimdi bu deli saçmasını bırakalım ve eve geri dönelim" demişti.
Ediz o sırada sol eliyle cebinden birkaç kağıt çıkardı ve peçeli adama doğru savurdu. "En başından beri senin sahte olduğunu biliyordum. Kim olduğunu anlamak için sessiz kaldım. Ama sen çekip gitmeye kalkıştın. Belki de elde etmek istediğin şeyi elde etmiştin. Şimdi de intikam için geri döndün. Seni o eve asla geri götürmeyeceğim. Ayrıca madem sadece basit bir korumasın neden patronuna saatlerdir sen diye hitap ediyorsun? Siz kelimesine ne oldu? Yakalandığını sen de anladın. Şimdi konuş sen kimsin?" demişti.
"Ben hiç kimseyim. Aslında yaşamıyorum bile" demişti. O an kalbinde tuhaf bir acı hissetmişti. Gerçekten de bir hiçti.
"Bak bu güzel işte. Çünkü birazdan gerçekten yaşamayacaksın. Eğer bana açık açık kim olduğunu söyleyip o maskeni indirmezsen gerçekten de öleceksin. Hiç şakam yoktur peçeli. Sen ailem için bir tehditsin. Belki de gizli düşmanın ta kendisisin. Önündeki kağıtlara bak. Bakalım tanıyacak mısın?" demişti.
Kerem, bakışlarını yerdeki birkaç kağıda ve fotoğraflara baktı. Bakışları kararmıştı. "Ne dememi istiyorsun. Öğrenmişsin işte!" demişti.
Kerem yan bir gülüş atmıştı. "Evet öğrendim ama tamamını değil. O fotoğraftaki kişinin kim olduğunu biliyorsun değil mi? Kimliğini çaldığın yerine geçtiğin adamın ta kendisi Kerem Yıldırım. Eski asker. Şu anda da emekliliğinin tadını çıkartıyor. Üstelik yüzünde tek bir çizik bile yok. O çatışmada yüzünü değil bacağının bir tekini kaybetti. Oysa senin bacaklarının ikisi de sağlam. Neden Kerem neden o adamın kimliğini seçtin? Kimsin sen?" demişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/146556511-288-k477427.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYAZI KALBİM
Romantizmİhanete uğrayan her kadın söyler bu sözü "Bunu bana nasıl yaptın?". Bu sözü genç kadında söylemişti. O adam ne demişti peki "sarhoştum!" Büyük aşkı bir içki şişesiyle unutulmuştu. Genç kızda unutmak istedi bütün her şeyi. Yüreğindeki yangını söndürm...