Kardeş Desteği

508 31 0
                                    


          Perdeyi aralamış bahçe kapısından içeri giren anne ve babasına bakıyordu Gazel. Odasının ışığı kapalıydı bu yüzden anne babası onu göremezdi. Anne ve babası baş sağlığından dönüyorlardı. O adam dua bile hak etmiyordu. Onun ölmüş olmasına zerre kadar üzülmemişti. Gerçi hala fiili olarak cesedine ulaşamamışlardı ama ölmüş olabilme ihtimali yüksek gözüyle bakmışlardı polisler. İki gün önce geldi gözlerinin önüne. O gün sabah kahvaltısını yaparken mahallede birden feryatlar figanlar duyulmaya başlanmıştı. Onlarda merakla dışarı çıkmışlardı. Cemil'in annesi Halime kendini yerden yere vurarak "gitti oğlum!" diye ağıtlar yakıyordu. Gazel olanları uzaktan izlemeyi tercih etti. Annesi ve kardeşi ise Halime kadının yanına gitmişlerdi.            

            Cemil'in ölüm haberi aileye yeni bildirilmişti. Birkaç gündür ortalıkta görülmediği için polise haber verilmişti. Poliste sabaha karşı Cemil'in arabasının izine rastlamışlardı sahil kenarında. Meğer araba uçurumdan denize uçmuştu. Ne gariptir ki cesedinden hiçbir iz yoktu. Ama Polisin dediğine göre o uçurumdan sağ kurtulması imkansızdı. Neden o uçuruma gitmişti ona ne olmuştu kimse bilmiyordu. Gazel de bir anlam verememişti bu duruma. Ama o adamın adını bile duymak onun tüğlerini diken diken ediyordu. Bu yüzden ona dair hiç bir şey duymak yada görmek istemiyordu. Gıyabi cenazesinde gösteriş olsun diye bile ağlamamıştı. İçten içe onun ölmüş olmasına sevinmişti. Bu duruma kendisi bile şaşmıştı. Nasıl olurda bir insanın ölümünden mutlu olabilirdi ki? Onu son gören kişi olmak canını sıkıyordu oysaki. Hatta bu durum polis tarafından sorgulanmıştı bile. Maalesef ki o adam ölmeden önce son kez Gazel ile konuşmuştu.

                  Gazel'i sorguya çekmek için Gazel'in iş yerine gelmişlerdi polisler. Polisleri görünce ilk başlarda tedirgin olsa da sakin kalmayı başarabilmişti. Tabi bu konuda patronu Aras bey ona yardımcı olmuştu. Polisler ona soru sordukça patronu karşıdan ona bakıyor ve sakin olması için ona Gazel'in anlayabileceği şekilde el kol hareketleriyle onu sakinleştiriyordu. Neyse ki patronunun kendisine daha önce tembih ettiği şeyi iyi ezberlemişti. Kelimeleri unutmadan polislere sakince cevap vermeyi başarabilmişti. "Evet memur bey" demişti. "Onu o gece ben aradım. Patronumun evinden evime dönebilmek için. O buraya geldi ama son anda patronum yeni bir iş emretti ve o gece patronumun evinde kalmak zorunda kaldım. Onun aracına binmedim onu geri gönderdim" demişti.

             Gazel'i evin güvenlik kamera görüntüleri destekliyordu. Gazel'in evden çıkışı taksiye gidişi ve taksinin gidişi ama daha sonrasında Gazel bir şekilde geri dönmüş gibi duruyordu. Gazel bile güvenlik görüntülerine şaşırmıştı ama en azından durum lehine idi. Polislerde alacakları bilgileri aldıktan sonra gitmişlerdi.

              Polisler gittikten sonra Gazel derin bir nefes aldı. Sonra merakla patronuna baktı. Bu görüntüler nasıl montajlanmıştı böyle açıkçası merak etmişti. Tam patronuna soracaktı ki patronu ona yan bir bakış atmış ve odasına girmişti. Gazel de bu konuyla ilgili bir şey sormaması gerektiğini patronunun bakışından anlamış oldu.

             Gerçi sebebi her ne olursa olsun o insan artık hayatında değildi. Bu da Gazel için yeterliydi. Bu yüzden evde ona dair hiçbir konuya dahil olmamıştı. Bu yüzden akşamki taziyesine bile gitmemişti. Bir de o iğrenç adam için oturup dua edemezdi. Ama bu durumu ailesine açıklayamadığı için onların gitmesine engel olmamıştı. Şimdi de onların eve girişini izliyordu. Perdeyi öfkeyle sıktığından haberi bile yoktu.

                 "Abla!" diye seslenmişti Gamze birkaç defa ama Gazel bunların hiç birini duymamıştı. Hatta odanın ışığının yandığından bile haberi yoktu. Gamze tekrar Abla! Diyerek onu dürtmüştü.

GECENİN AYAZI KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin