Ahlak Bekçisi

456 33 1
                                    


         Göz görmeyince gönül katlanırmış derlerdi ya bu söz Gazel için geçerli değildi. Çünkü onun gözleri yüreğini titreten adamı görmedikçe gönlü daralıyordu. Günlerdir aynı binada idiler ama Gazel onu bir kez olsun görmemişti. Hatta yeni sekreter işini bahane ederek Aras'ın bulunduğu kata çıkıyordu ama onu yine göremiyordu. Konuşmasa da olurdu ama en azından onu uzaktan da olsa görmek istiyordu. Niye onu o kadar çok özlüyordu anlam veremiyordu kalbine. Kalbine söz geçiremediği yetmiyormuş gibi bir de Yahya bey gibi bir bela ile uğraşmak zorunda kalmıştı günlerdir.

       İşte yine başlayacaklardı. Elindeki dosyaları öfke ile sıkmıştı. Yeni patronunun talimatlarını dinliyordu. Yine gereksiz bir sürü işe koşturmuştu onu. Üstelik öncelikli gündemleri de Aras bey'e yeni bir sekreter bulmaktı. Gazel için çileli bir işti bu. Kendi yerine geçecek olan kişilerden birinin dosyasını tutuyor olabilirdi elinde. Son iş başvuru dosyalarını da Yahya bey'in önüne bırakmıştı. Sonra da odanın bir köşesine konulmuş olan sandalye de oturdu.

        Günlerdir o sandalyede oturmuş Yahya bey'in mülakatlarını izliyordu. Normalde Yahya bey iş görüşmelerini tek başına yapardı ama maksat Gazel'e eziyet etmek olunca onu saatlerdir bir sandalyenin üzerinde sessizce oturtup iş görüşmesine gelen kızlarla olan konuşmalarını dinlemek zorunda bırakıyordu.

       Yaklaşık 2 saattir aynı yerde heykel gibi oturmuş mülakatların bitmesini bekliyordu. Artık gelenlere bakmıyordu bile. Yahya bey'in mülakat sorularını ezberlemişti zaten görüşmeye gelen kızlarda hemen hemen aynı cümleleri konuşup çekip gidiyorlardı.

      "Gazel hanım!" diye bağırmıştı birisi. Gazel irkilerek ayağa kalkmıştı. Bir an nerde olduğunu algılamasa da Yahya bey'i görünce huzursuzca bir nefes aldı.

        "Buyurun efendim!" dedi memnuniyetsiz bir ses tonu ile.

       "Rezillik bunların hepsi. Sen bunları bilerek mi getiriyorsun benim karşıma. Günlerdir iş görüşmesine gelen kişiler tam bir fiyasko." Diyerek elindeki dosyaları yere atmıştı.

         Dosyalar Gazel'in önüne bir bir düşerken Gazel patronuna dik dik bakmaya devam ediyordu. "Ben sizin talimatınız dışında bir şey yapmadım efendim. Siz her başvuranı görüşmeye çağırmamı istediniz ben de onu yaptım." Demişti kendinden emin bir şekilde.

       Yahya bey ayağa kalkmış ve Gazel'in karşısına geçmişti. "Ben bu durumdan pek emin değilim Gazel hanım. Bu şirkete ilk defa bu kadar vasıfsız kişiler iş başvurusuna geldi. Bilerek yapıyorsun değil mi? Görüşmeye gelenleri sen bile ayarlamış olabilirsin. Maksadın ne söyler misin bana? Eğer yeni bir sekreter bulamazsam seni eski yerine gönderirim mi sanıyorsun?" diyerek Gazel'in gözlerinin içine öfkeyle bakıyordu.

       Gazel başını iyice dikleştirdi. İşine asla hile karıştırmazdı. Bu huyunu karşısındaki adam da gayet iyi biliyordu ama bile bile Gazel'e böyle bir ithamda bulunuyordu. "Ben hiçbir şey yapmadım. Sizin talimatlarınıza uydum sadece. Başvuran herkesin tek tek dosyalarını önünüze koydum. Beni bu şekilde azarlama hakkınız yok sizin" demişti. Yahya bey Gazel'e tiksinerek baktı.

       "Hala o küçük dağları ben yarattım havası öyle mi? Dürüstlük abidesi olduğunu iddia eden Gazel hanım. Kendine söz de söyletmiyor. Görmeyeli daha da ukala birisi olmuşsun. Ama unutma ki burada patron benim. Şimdi derhal odayı terk ediyorsun ve bana adam akıllı görüşmeler ayarlıyorsun. Eğer gün içerisinde bir sekreter bulamazsam işsizler kadrosundan bir kişi silmek yerine bir kişiyi daha eklerim ona göre." Diyerek içki büfesinin oraya doğru yürümeye başlamıştı.

GECENİN AYAZI KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin