Gazel yağan kara aldırmadan arkadaşı Ebru ile sokak lambalarının aydınlattığı sokakta yürüyordu. İş yerinde yaşadığı şeyleri düşünüyor buna bir anlam vermeye çalışıyordu. Ebru da arkadaşının sessizliğine eşlik ediyordu. Biliyordu ki Gazel eğer konuşmak isteseydi hemen konuşmaya başlardı. Belli ki kız bu gece sadece kendisini dinlemek istiyordu. Ama zavallı kıza sanırım bu gece de huzur yoktu. Çünkü karşılarında kendilerine doğru gelen kişi Yiğit denen o alçağın ta kendisiydi. Ebru istemsice durmuştu.
Gazel yanında hissettiği boşlukla etrafına bakmıştı. Ebru arka tarafında öylece duruyordu. Ebrunun bakışlarının kime kilitlendiğini bakmak için tekrar önüne dönmüştü. Gördüğü kişi ile kalbinin sızladığını hissetmişti. Yiğit hızlı adımlarla yanlarına geliyordu. Montunun içindeki ellerini yumruk haline getirmişti. Şimdi o nerden çıkmıştı ki? Çekip gitmedi. Yiğit'in yanına gelmesini bekledi.
Yiğit saçı başı dağınık bir vaziyette Gazel'in karşısına gelmişti. "Gazel'im!" demişti. Kısık bir sesle. Gazel ise hiçbir tepkide bulunmamıştı. Yüzüne takındığı umursamazlık ruhunun acısını gizliyordu. Gece gibi soğuktu Gazel'in yüzü.
"Gazel!Lütfen beni dinle. Günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum. Yalvarırım bir kez olsun beni dinle. Sonra ne istersen yap. İster döv ister öldür razıyım" demiş Gazel'in ne tepki vereceğine bakıyordu.
Gazel'in bakışları donuktu. "Ne söyleyeceksin, dinliyorum" demişti. Sesi de en az bakışları kadar donuktu. Duygudan yoksun buz gibi. Tıpkı gece gibi.
Yiğit, Gazel'in ses tonuna aldırış etmemeye çalışarak konuşmaya başlamıştı. Gazel'in kendisine şans vermeyeceğini düşünmüştü. Belki onu ikna edebilirdi. Ona kendisini affettirmek için bir fırsat geçebilirdi eline.
"Gazel!Gazelim. Benim en güzel aşk şiirim. Biliyorum sana yaptığım şeyin telafisi yok. İnan aklım başımda değildi. Çok sarhoştum, o kadınla nasıl karşılaştım o hale nasıl geldik bilmiyorum. Benim aklımda hayalimde sadece ve sadece sen vardın. Allah beni kahretsin ki arkadaşların gazına gelerek içkinin sınırını aştım. O gece benim aklımda senden başkası yoktu inan. Sana kavuşacağım saatleri sayıyordum en son ben. Nasıl o hale geldim inan bilmiyorum. Ben dedi duraksadı, Ben seni aldatmak asla istemedim. Ne olur bana inan, yalvarırım aşkımıza bir şans ver. İnan bana çok sarhoştum. Kendimi unutacak kadar çok sarhoştum. Biliyorum bunu sana söylemeye hakkım yok ama Beni Affet!" demişti.
Ebru, Gazel'in yan tarafına gelmiş Gazel'in ne yapacağına bakıyordu. Arkadaşının titrediğini görebiliyordu. Bir an düşmesinden bile korkmuştu. O adama da iğrenerek baktı. İğrenç adam yaptığı şerefsizliği sarhoşluğuna bağlıyordu bir de utanmadan.
"Affediyorum!" demişti Gazel.
Ebru, arkadaşının söylediğini duyunca şaşkın bir şekilde arkadaşına baktı. Bunu o mu söylemişti? Nasıl affedebilirdi bu adamı. Gerçi kendisi yalnız değildi şaşırma konusunda. Zira Yiğit de Gazel'in söylediğinin doğru olup olmadığına emin olamaya çalışıyordu. Emin olmak için sormuştu. "Ne dedin az önce sen?" demişti.
Gazel, soğuk kanlılığını koruyarak "Affediyorum! Beni aldattığın için seni affediyorum. Sana inanıyorum. Eğer sarhoş olmasaydın beni aldatmazdın. Senin hiçbir suçun yok" demişti.
Ebru da Yiğit de Gazel'e ağzı açık bakmışlardı. Bunları söyleyen Gazel'miydi?
"Gazel! İnanayım mı buna? Beni affettiğine gerçekten de inanayım mı? Yoksa bir rüyanın içinde miyim?"demişti.
"Ne diyorsam o Yiğit. Dedim ya sana inanıyorum ve seni affediyorum. Hatta sen istersen kaldığımız yerden devam edebiliriz. Sen istersen evlenebiliriz!" demişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYAZI KALBİM
Любовные романыİhanete uğrayan her kadın söyler bu sözü "Bunu bana nasıl yaptın?". Bu sözü genç kadında söylemişti. O adam ne demişti peki "sarhoştum!" Büyük aşkı bir içki şişesiyle unutulmuştu. Genç kızda unutmak istedi bütün her şeyi. Yüreğindeki yangını söndürm...