Bölüm 1: Kan ve Nefret Çağı (Kısım I)

716 72 114
                                    

Aniden gökyüzünü kaplayan yağmur bulutları akşam karanlığında gri izler bırakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aniden gökyüzünü kaplayan yağmur bulutları akşam karanlığında gri izler bırakmıştı. Aymira ve Seda, aralarından yağmur damlalarının ufak nehirler halinde aktığı parke taşların üzerinde hızlı adımlarla yürüyordu. Anayolun tıkanan trafiğini, gergin sürücülerin kornaları inletiyor, farların ışığında sis ve yağmur damlaları aydınlanıyordu. Arka arkaya duran arabalar kilitlenen trafiği kırmızı fren farlarından oluşmuş zincirle gözler önüne seriyordu.

           Seda sımsıkı tuttuğu Aymira'nın koluna daha da yaklaştı ve topuklu siyah ayakkabılarına giren suya lanetler okudu. Başını sağlarında kalan yola doğru uzatıp baktı. ''Yavaş yavaş İstanbul'a dönüyor burası,'' başıyla arabaları işaret etti, ''şuraya bak.''

           ''Döndü bile.'' dedi Aymira ve trafiğe umursamaz bir bakış attı. Araba egzozlarından çıkan duman genzini sızlatmıştı. Adımlarını hızlandırıp gitmeyi hedefledikleri cluba doğru baktı. Kaldırımda iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık vardı. Görebildiği şeyler: insan başları, rengarenk kıyafetler ve hava durumuna göre nadir sayılacak renk renk şemsiyeler oldu. Başını tekrar sağa çevirince chopper tarzı bir motor belirdi görüşünde. Çenesi istemsizce titredi, boğazından aşağı anlam veremediği bir sızı yayıldı; her motor görüşünde bunu yaşıyordu oysa. Kaskın ardında ki yüzü merak etti, adımları yavaşladı ve tökezledi. Seda kolunu silkene kadar motora öylece baktı. Daha doğrusu sürücüsünün kaskına baktı.

           ''Ne yapıyorsun, kendine gel,'' Seda'nın sesi fısıltı kadar çıkıyordu, ''Bize bakıyor... kes şunu. Hey!''

             Aymira kaskın göz siperliğini kaldırmış adama gözlerini kırpıştırıp baktı, başını yere eğdi ve yutkundu.

             ''Yine mi aynı konu?'' Seda'nın sesi bu kez sızlanır gibi çıktı. ''Unut artık. Üç yıl geçti üzerinden.''

               Aymira geçiştirme amaçlı başını iki yana salladı ve yürümeye devam etti. ''Aynı konu değil... boş ver.'' adımları tekrar hızlandı ve clubın önüne kadar ilerlediler.

              Mor-beyaz ışıklarla bezeli tabelaya sahip clubın hoparlörlerinden yayılan, PVRIS - Death of Me caddede duyuluyor, dış kapının camlarını dahi titretiyordu. Kapıdan ilk geçen Seda oldu. Bacaklarının yarısına kadar inen pudra rengi kabanı çıkarttı ve aynı tonlarda, kolsuz, göğüs dekoltesini X biçimli şeritlerle tamamlanan mini elbisesini düzeltti. Siyah mini çantasını diğer eline alıp kabanını koluna astı ve merdivenlere yöneldi.

               Aymira siyah deri ceketini çıkartmak yerine ellerini cebine koydu ve Seda'nın arkasından yürüdü. Seda müziğin ritmine çoktan vücudunu kaptırmış, yürüyüş temposu değişmişti. İçecek servisi yapılan tezgâhın önündeki yüksek taburelerden ikisine yöneldiler ve birer içki söylediler. Club ter ve alkol kokuyordu. Parfümlerin birbirine karışan kokusu gözleri yakan cinstendi. Aymira karışan içkileri düzeltti; viski dolu bardağı önüne çekti, bira şişesini Seda'nın önüne iteledi.

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin