Casey, parmakları arasında tuttuğu geyik boynuzunu çevirip duruyordu. Oturduğu kayanın kenarları boyunca uzanan püsküllü yosunlar, deniz dalgasıyla salınıyordu. İzleyeceği strateji hakkında hiçbir planı yoktu; Uyuyan Dünyası'nı saran sis elini kolunu bağlamış, düzene oturttuğu planı yok etmişti. Beklediği müttefik desteğini ise bulamamıştı; Æsir, Mısır'dan Anubis ve Sekhmet hariç, diğer diyarlardan düşmüş tanrıça ve tanrılarından birkaçı müttefik olmayı kabul etmişti.
Yankılarla çoğalarak oturduğu kayalığa kadar ulaşan gülme seslerini duyunca, antrenman yapan Corben ile Aymira'nın olduğu yöne baktı. İki hafta boyunca Aymira, sabah güneşinden gece geç saatlere varana kadar, antrenmanını hiç aksatmamıştı. Casey, huzursuz bir nefes aldı ve parmakları ensesine çıktı.
"Gelebilir miyim, Cassandra?"
Casey, Corben ve Aymira'nın solunda, denizin kıyısına yakın duran Ciara'ya baktı. Başını onaylarcasına salladı ve elini ensesinden çekti. Ciara, tek sıçrayışta Casey'nin yanına ulaştı ve kayanın ucuna oturarak denize baktı. Füme rengi bulutlar denize kasvetli bir siyaha çevirmişti. Beklentiyle Casey'nin yüzüne baktı fakat yüz hatlarına hâkim olan ifadesizlikten bir sonuç çıkartamadı.
"Bugün hava oldukça kasvetli," dedi Ciara. Başını kaldırıp gök yüzünü kaplayan bulutlara baktı. "Sence burayı fark etti mi?"
Casey, Ciara'nın kimden bahsettiğini gayet iyi anladı. "Hayır. Normal iklim şartları."
"Demek üç yılını burada geçirdin."
"Evet."
"Cennetten bir parça gibi."
"Henüz bir planım yok, Ciara."
Ciara başını eğdi ve dudak kenarı düşünceli bir halde eğildi. "Benim bir planım var."
Casey'nin gözleri parmakları arasında çevirdiği boynuzdan ayrılıp Ciara'nın yüzüne döndü. "Dinliyorum."
"Olympos'a gireceğiz, savaşacağız ve çıkacağız. Daha önce bunu yaptık."
Casey'den alaycı bir tıslama yükseldi.
"Ciddiyim," diye çıkıştı Ciara. Casey'nin onu dikkate alması için doğruldu ve omurgasını dikleştirdi. "Bu konuda iyisin. Her zaman bir yolunu buldun. Ayrıca Æsir bizimle."
"Artık işler değişti, Ciara. Lilith Olympos'ta." diye yanıtladı Casey. "Nemain'nin yardımı olmasaydı, Lilith'in diyarından çıkamazdım." Geyik boynuzunu ceketinin cebine yerleştirdi ve tek dizini kaldırıp kolunu dayadı. "Fraude, artık daha güçlü," Başını yavaşça çevirip Aymira'ya baktı. "Ve benim kaybedecek çok şeyim var."
"Bizim de öyle," dedi Ciara ve Aymira'ya baktı. "Kendini savunabilir. Artık daha çabuk öğreniyor ve yetenekleri daha çabuk gelişiyor. Belki biraz büyüyle desteklersek," gözleri aniden Casey'ye döndü. "Ona hiç ateşi yönetmeyi denettin mi?"
Casey, soru karşısında gözlerini kıstı ve Aymira'ya baktı. Başını yavaşça iki yana salladı. "Bu iyi bir fikir olmayabilir. Ona boş umutlar vermek istemem."
Ciara, hızla kayadan kalktı ve elini Casey'ye uzattı. "Dramaya sürüklenecek bir durum yok ortada, Cassandra. O, çocuk değil."
Casey, ihtiyacı olmasa da uzatılan eli kavradı ve kalktı. Beraber kayaların üstünden atlayıp, hala antrenman yapan Aymira ve Corben'in yanına yürüdüler.
"Güç hangi bacaktan alınıyordu, Aymira?" Corben, Aymira'nın sol kolunu içten kavramış, sağ kol dirseğini başı ve omzu arasında sıkıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)
Fantasi🏳️🌈Wattys 2022 Fantastik Kazananı (20.11.2022)🏅 🏳️🌈 Wattys 2022 Yarı Finalisti 🏆 Serinin ikinci kitabıdır. ''İkinci kehanet...'' dedi yaşlı kadın, titreyen sesiyle. ''Çoktan gerçekleşti. Geri dönüş olduğuna hala inanıyor musunuz?'' Dakikal...