Aymira ayakta, heyecandan yerinde duramıyordu. Eivor Eceni'nin elini tutuyor, Ciara ve Laura'da sessizce izliyorlardı. Corben bir yandan telefonundan haberleri takip ederken, diğer yandan da yanında oturan Seda'ya göz ucuyla baktı; arada bir kendi kendine fısıldıyor, en ufak sesten ürküyor ve kendine geldiği zaman herkesin yüzüne şüphe ile bakıyordu. Özgür ise dirseklerini masaya yaslamış, Aymira'nın annesi ve babasıyla aynı masa da oturuyordu.
"Bir tür anlaşma var." Dedi Eivor, tırtıklı sesiyle. Ece'nin anılarını eşeledikçe İki yabancıyı içeren görüntüler de çoğalıyordu. "Anlaşma kağıdında Casssandra'nın kanı var. Ciadinal... Sanırım o bir iblis. Keza küçük kız da öyle. Fakat ne tür bir iblis, orasını anlamış değilim... İkisi de Fraude'ye hile yapabilecek kadar zeki."
Aymira soru sormaya hazırlanırken, babasının sandalyeyi sinirle sürütüp ses çıkartmasıyla sustu ve o yöne baktı; babası annesini kolundan tutup kaldırdı ve yürümeye başladı. Aymira önünden hızla geçen babasını sessizce izledi.
"Buradan gidiyoruz." Dedi adam, Boşta olan eliyle Seda'nın kolunu tutarak. Seda şaşkınca yüzüne bakarken konuşmaya devam etti. "Kıyafetlerini ve eşyalarını topla. Sen de Aymira."
"Hayır." Diye karşılık verdi Aymira. Sesi en az babası kadar keskin ve kararlıydı. "Hiçbir yer, burası kadar güvenli değil. Bence, siz de burada kalmalısınız."
Adam hızla arkasını döndü ve Aymira'ya doğru yürüdü. "İtiraz etmeyeceksin. Hemen eşyalarını,"
"Hayır, dedim!" Aymira'nın yükselen sesi, babasını şaşırtmıştı. Eivor dahi Ece'nin anılarını izlemeyi bırakmış, herkesin gözü kulağı ikisindeydi.
"Bana bak," diye sıktığı dişlerinin arasından konuşmaya başladı adam. Parmağını Aymira'nın yüzüne doğru sallıyordu. "Evime tanımadığım bir sürü insan... şeytan getirdin, seni koruduklarını iddia ettin, bir şey demedim. Bu kadarı artık fazla! Hemen eşyalarını topla!" Kolu merdivenleri işaret etse de Aymira sakince yüzüne bakıyordu.
"İnsanlığı, seni, annemi, yaşadığın gezegeni kurtarabilecek son tanrıçalardan birinin; kıyameti başlatmak için beni öldürmek isteyen, delirmiş bir tanrıçanın eline geçmesine sebep oldun. Bir şey demedim. Sevdiğim kadını ölüme gönderdin ve ben sana hiçbir şey demedim."
"Sevdiğin kadın mı..." diye yineledi Aymira'nın babası. Fısıltısında, içindeki yıkılışın tınısı vardı.
Özgür oturduğu yerden kalkınca, Ciara'da koltuktan fırladı ve başını iki yana sallayıp gözlerinin içine baktı.
"Evet, sevdiğim kadın." diye konuşmaya devam etti Aymira. "Sen ve şu aptal," Özgür'e doğru hızla ilerleyip gömleğinin yakasından tuttu ve babasına doğru iteledi, "Her şeyi berbat ettiniz. Doğruyu göremeyecek kadar körsünüz!" dedi ve babasının kıpkırmızı olmuş yüzüne, alnında beliren damara baktı. "Casey gidince, ne değişti? Kafanızı uzatıp camdan dışarıya baktınız mı hiç?"
"Yaratıklar artık saldırmıyor." diye geveledi Özgür. Corben'den yükselen alaycı bir tıslamayla başını yere eğdi ve daha fazla konuşmamaya karar verdi.
"Saldırmıyorlar fakat çoğalıyorlar," diye araya girdi Ciara. "İblis kokusu ve sesleri, gün geçtikçe artıyor."
"Bu kadar saçmalık yeter!" diye bağırdı Aymira'nın babası. "Hemen hazırlan!" Konuşurken ağzından tükürükler saçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)
Fantasia🏳️🌈Wattys 2022 Fantastik Kazananı (20.11.2022)🏅 🏳️🌈 Wattys 2022 Yarı Finalisti 🏆 Serinin ikinci kitabıdır. ''İkinci kehanet...'' dedi yaşlı kadın, titreyen sesiyle. ''Çoktan gerçekleşti. Geri dönüş olduğuna hala inanıyor musunuz?'' Dakikal...