Ín Aínm Cassandra (Kısım VII) FİNAL

285 55 150
                                    

İda Dağı tepesinde, Fraude ile savaşı izleyen Laura yumruklarını sıktı. Eivor'u savaş başladığından beri izliyordu. Ece ile dudakları birleştiği an, kalbi bin parçaya ayrılmış gibi hissetti. Öfkeyle karar verdi ve reddettiği teklifi kabul etti, en önemli kararını ise reddetti; dikkatsiz bir anında Fraude'ye saplamak üzere hazırladığı hançeri, sakladığı elbise kolundan avucuna aldı ve bel kemerine yerleştirdi. Parmakları, Fraude'nin bileğine sarıldı. Cam mavisi gözler merakla yüzüne dönerken, "Yap." dedi ve Fraude'nin elini boğazına götürdü.

     Fraude'nin dudaklarına şeytani bir gülümseme yerleşti. Laura'nın boğazını kavradı ve ayakları yerden kesilene dek havaya kaldırdı. Parmakları gevşeyince Laura karlı zemine düştü. Fraude, tekrar savaş meydanına döndü ve izlemeye devam etti. Bu sırada Laura, elleri üzerinde durdu. Tepesinden yansıyan kızıl parıltıyla, cildi altında yayılmaya başlayan siyah damarlar açığa çıktı. Doğruldu ve tepinin ucuna kadar ilerledi. Bia'nın ters bakışlarına sırıtışla karşılık verdi ve gözlerini Ece'ye kilitledi.

    Casey, Ciara'nın yarattığı ateş koridoruna ulaştı ve alevlerin içine atladı. Hızla koşup önündeki kalabalığı geçti, Ciara'nın yanına ulaştı ve alevlerin ulaşmadığı noktaya doğru kolunu kaldırıp ateş duvarını ilerletti. Duvarın tepe kısmından içeri atlayan birkaç iblisi Lucifer etkisiz hale getirdi. Kanatlarını açtı ve göğe yükselip iblislerle savaşmaya başladı. Unleximalılar ise teknolojik silahlarıyla iblislere doğru yaylım ateşi açtı.

     "Hazır mısın?" dedi Ciara, lav rengi irissiz gözlerini Casey'ye çevirip.

      Casey ve Ciara aynı anda durdu. Lucifer'ın muhafızları etraflarını sardı ve ikisini ortalarına aldı. Casey elini gök yüzüne uzattı ve parmaklarının ucundan dik çıkan bir ateş yarattı. Casey kolunu indireli birkaç dakika geçmişti ki; Anubis ve Sekhmet çemberin içinde belirdi. Casey tek dizi üstüne çöktü ve elini yere dayadı. Avucu altından yayılan kırmızı enerji çizgileri birleşip pentagram oluşturdu. Anubis, pentagramın ortasında kalan beşgenin ortasına asasının sapıyla vurdu ve büyülü sözler okudu. Sekhmet'in de desteğiyle sözler defalarca tekrarlandı. Altıncı tekrardan sonra Anubis asasını balçıklaşmış topraktan kaldırdı ve kolunu gök yüzüne uzattı. Sarı renkli bir ışık, gök yüzünden Anubis'in eline indi; Casey'nin avucu altında başlayan yarık büyüdü, toprak parçalara ayrıldı. Hepsi geri çekildi ve balçık toprak altından çıkan iki iri kıskaç görüldü, toprak sarsılmaya devam etti ve devasa siyah bir akrep, ateş koridoru ortasında belirdi.

     Ciara, alevler ortasında kalıp strese giren ruh hayvanına yaklaştı. Elini, boyutu neredeyse insan bedeni kadar olan kıskaç koluna koydu ve onu rahatlattı. Ateş duvarı inince akrep, kıskaçlarını açıp kapatarak ilerlemeye başladı. Kaya gibi sert kabuğu Anubis'in büyüsü sayesinde darbe almıyor, hızla ilerlemeye devam ediyordu. Birçok iblisin ve tazının bedeni kıskaçlar arasında ezildi, püreye dönüşen etler ve kıskaçlardan akan kanlar toprağa saçıldı.

     Savaş meydanı üzerinde uçan kuzgun sayısı artmış, leşler üzerine konanların çığlıkları birbirine karışmıştı. Casey ve Ciara, akrebin ardından ilerlediler ve Fraude'nin ordusunun hatırı sayılır bir kısmını alt ettiler. Anubis'in güçlü büyüsünü sürdürebilmesi için etrafı iki kat muhafızla sarılmıştı. Derken, Zeus, yıldırımlar saçarak gökten indi. Avucunda oluşan yıldırımları ardı ardına akrebe yönlendiriyor, Anubis'in gücünü zayıflatıyordu.

     Ciara, kürek kemikleri arasında saklı kılıca uzandı ve Zeus'a atıldı. Casey kolunu son anda tutup onu durdurmaya çalıştı. Fakat ruh hayvanının sert kabuğu tanrının yıldırımlarıyla hasar almaya başlamıştı.

    "Bekle! Beraber-" Casey sözünü bitiremeden, zemin sarsıldı; Ölüm Diyarı'nın toprak altından yükselen geçitleri ve iri burunlarından buhar çıkartarak soluyan minatörlerin göründüğü ayna biçimli geçitler önlerinde belirdi. Yer altından açılan kapının içinden, ölüme susamış sel suları gibi tazı ve Ölüm Diyarı'nın ölü muhafızları savaş meydanına akın etti. Arkalarında ise kafatası görünümlü miğfer takmış, baştan aşağı parıldayan bir zırh kuşanmış Yin vardı. Minatörlerin toynakları balçıkla buluştu ve önlerine çıkanları sağa sola fırlatarak koşmaya başladılar.

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin