Casey ve Aymira, ne ara dışarı çıkmış olduklarını anlayamadılar. Az önce içinde kurutulmuş bitkiler ve reyonlarında kavanozlar barındıran yer sanki hiç orada olmamış gibiydi. Şaşkınca birbirlerine baktılar ve içi boş gibi duran dükkâna sırtlarını dönüp hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladılar. Dar sokağın bağlandığı, görece daha geniş olan yolu geçip başka bir sokağa girdiler.
Aymira kaldırıma oturunca soluk soluğa konuşmaya çalıştı. "Az önce... Biz ne yaşadık? O kimdi?"
Casey hala sıkıca tuttuğu tahta kutuya donuk bakışlar attı. "Sanırım o, Morrígan idi."
"Nasıl olur? O kadın, o... ölü gibiydi."
"Cassandra," Evelyn'nin net olmayan sesi bileklikten yükseldi. "Cassandra, duyuyor musun?"
"Olumlu." diye cevapladı, hala kutuya bakan Casey.
"Az önce nereye girdiyseniz bağlantınız kesildi. Bilekliğinize göndereceğim yeni rotayı ta-..." Parazitli ses birkaç takılmadan sonra tekrar kesildi. Fakat bileklikten çıkan sesle yeni izleyecekleri rota küçük ekranda belirmişti.
Casey, bilekliğe baktı ve herhangi bir ses bekledi. Vaz geçip kutu kapağını araladı ve hançerin üzerinde duran kartı eline aldı. İyice inceleyip üzerindeki efsunun ne olduğunu çözmeye çalıştı; fakat başaramadı. Kartı ceketinin iç cebine koyup Aymira'nın yanına oturdu ve kutunun içinde duran hançere baktı. Bu hançerle ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Düşünceleri arasında en mantığa yatkın olanı ararken, görüş açısına birden Aymira'nın eli girdi. Dudakları uyarı amaçlı aralansa da Aymira'nın parmakları hançeri kavradı ve kutudan çıkarttı. Corben'in hançeri tutunca girdiği durum anılarında canlandı. Bunun nasıl mümkün olduğunu kavramaya çalıştı; Aymira hançeri elinde rahatça tutuyor, eli yanıyor ya da canı acıyor gibi görünmüyordu.
"Bu da kılıcın gibi bir şey mi?" diye sordu Aymira, hançeri incelerken.
"Corben onu eline alınca yaşananları hatırlıyor musun?"
Aymira duraksadı ve boşluğa baktı. Hatıraları aklına gelince kaşları bitişti ve hançeri aceleyle kutuya koydu.
"Tuhaf," diye fısıldadı Casey, Aymira'ya bakarken. "Nasıl etkilenmedin?" Aymira şaşkınca ellerine bakarken, hançer kabzasını kavradı ve ceketinin belini kaldırıp diğer hançerlerin asılı olduğu kemerinin arasına yerleştirdi. Kutuyu inceleyip sıradan olduğunu anlayınca kaldırıma koydu ve Aymira'nın çenesini iki parmağının arasına alıp yavaşça başını kaldırdı. Şaşkınlığını hala üzerinden atamamış gibiydi.
Derken, sokağın aşağısından gelen sesler dikkatlerini çekti. Arkalarına takılan gruptan birkaç kişi koşarak ara sokaktan çıktı ve etrafa bakındı. Biri Casey ve Aymira'yı görünce, elindeki aleti dudaklarına dayayıp diğerlerine de bilgi verdi. İki kişi oldukları yöne ilerlerken, diğer sokaklardan çıkanlarda onlara katıldı. Ellerinde tuttukları ışık şeritli tuhaf silahları Casey ve Aymira'ya doğrulttular. Aradan birkaç saniye geçmişti ki tepesinde taramalı tüfek olan, camları metal tabakalarla kaplı, palet benzeri lastiklerinin yan kısımları ve jantları dikenlerle çevrili iki araç belirdi. Dört far ışığı Casey ve Aymira'yı aydınlattı. İki aracın arka koltuğundan inen dört kişi de ellerindeki tuhaf silahları üzerlerine doğrulttu.
"Kafanıza sıkmamam için bana bir neden söyleyin!" diye bağırdı, kolu gümüş rengi çizgili borularla kaplı, sivri kazık görünümü verdiği saçları neon pembe olan adam. Gözlerini kapatan, yeşil çizgiler ve siyah renkten başka bir şey olmayan alet, gözlükten daha çok panele benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)
Fantasy🏳️🌈Wattys 2022 Fantastik Kazananı (20.11.2022)🏅 🏳️🌈 Wattys 2022 Yarı Finalisti 🏆 Serinin ikinci kitabıdır. ''İkinci kehanet...'' dedi yaşlı kadın, titreyen sesiyle. ''Çoktan gerçekleşti. Geri dönüş olduğuna hala inanıyor musunuz?'' Dakikal...