Huginn ve Muninn (Kısım II)

216 58 76
                                    

"Birkaç dakika içinde Unlexima'yı baştan yarattın yani." Kısık gözlerle Casey'ye bakan Eivor, bir yandan da iki örgü halinde çenesinden uzanan sakalını okşuyordu.

      "Yaratmadım. Zamanı geri sardım." dedi Casey. 

      "Anlıyorum...  Aslında anlayamıyorum. Nasıl oldu bu? Elflerin bu iş ile ne ilgisi var?" 

    "Orasını ben de anlamış değilim." Casey, elinde tuttuğu dal parçasıyla, oturdukları kütüklerin ortasında yanan ateşin kor kısmını dürttü. Nienna'dan bahsetmek istedi fakat Nienna'nın konuyla ne ilgisi olduğunu, Lucifer ile bağlantısının ne olduğunu kestiremiyordu. Lucifer'ın bahsettiği duvarları resimli koridorlardan haberdar değildi. Nienna'nın neden kendisine bir şey söylemediğini anlamlandıramadı. Düşünceli yüzündeki kısık gözleriyle ateşe bakmaya devam etti. 

     "Lucifer'ın bir isimden bahsettiğini anımsıyorum," diye konuşmaya dahil oldu Aymira. "Nina ya da Ni..."

     "Nienna" diye düzeltti Casey.

      "Kimdi o?"

       Casey'nin bakışları daha da donuklaştı. Geçmişte yaşadıkları hatıralarında canlandı. "Hiç. Hiç kimse." dedi bir süre sessiz kaldıktan sonra. "Sadece bir Elfti."

      Aymira, durumda bir tuhaflık olduğunu fark etti. Konunun üstüne gidip detayları öğrenmek istedi fakat Casey'nin vereceği tepkiden çekindi. Ateşin turuncu parıltısıyla renklenen, baktığı yeri görmüyor gibi duran Casey'nin koyu kehribar gözlerini öylece izledi. Casey yavaşça yutkunup gözlerini kırpıştırınca, tuhaflıktan emin oldu. 

      "Belki her şey gözünün önünde yaşandı fakat farkında değildin." dedi Ciara, Casey'ye bakmadan. Dirseklerini dizlerine dayadı ve ateşi izlemeye başladı.  

      "Belki de." diye mırıldandı Casey. Geçmişinde ki boşlukların asırlar sonra karşısına bu şekilde çıkacağını tahmin etmezdi. Nienna'ya, Gabriel ve Ciadinal'dan bile daha çok güvenmişti. Ucu alev almış dal parçasını kordan çekip ateşin içine doğru attı. Birkaç kıvılcım havalandı ve çıtırtı sesleri yükseldi. 

      "Lucifer'ı görmeliydin," diyerek sessizliği bozdu Corben ve Eivor'un koluna hafifçe dirsek attı. "Tanrı olmasam kesinlikle Lucifer'a tapardım." 

       Eivor, konuşmaya başladıkları andan beri -yaklaşık iki saattir- deniz kıyısında tek başına oturan Ece'den gözlerini çekti ve Corben'e baktı. Dudak kenarları kıvrılıp tekrar eski halini aldı. Dalga sesleri Aymira'nın oturduğu kütüğün arkasında deniz kabuğu bulmak için kumu eşeleyen Araşhi'nin homurtularına karışırken, kütükten kalktı ve Ece'ye doğru yürüdü. Boğazını temizleyip Ece'nin arkasına dönmesini bekledi. Birkaç saniyenin ardından çömeldi ve elini Ece'nin omzuna koydu. Ece irkilince aceleyle omzunu bıraktı ve ellerini kaldırdı. 

     "Geldiğini fark etmedim." dedi Ece titreyen sesiyle.

    "Korkuttuysam üzgünüm." Eivor ellerini indirdi ve dirseklerini bacaklarına dayadı. Ece'nin yüzüne yansıyan Ay ışığı, gözlerinden yanaklarına süzülen yaş izlerini parlatıyordu. Ne diyeceğini tam olarak bilemedi Eivor. Yanına oturdu ve baktığı noktaya bakarak sessizce bekledi. Bakışları bir süre sonra Ece'nin yüzüne döndü; gözleri kızarmış, göz altlarında morluklar oluşmuştu. Boğazını tekrar -amaçsızca- temizledi. "Neden bize katılmıyorsun?" 

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin