Huginn ve Muninn (Kısım V)

185 55 62
                                    

Aradan geçen zamanda Rogue, atölyesi için zeminin alt iki katını seçmiş, Unlexima'dan getirilen sandıklar bu katlara taşınmıştı. Giriş kattaki bar bölümünü ise Dante ve grubu sahiplenmişti. Vani ve birkaç Rulsomnialı, barikat için kullanılan molozları pistten kaldırıp ortamı düzene oturtmaya çalışıyordu. Ölü bedenleri temizledikten sonra ilk işleri iblislere yakışır şekilde ses sitemini onarmak olmuştu. Hoparlörlerden The Pretty Reckless - Going to Hell yankılanırken, Dante ve Joel ise saldırı planları hakkında konuşuyordu.

         Rogue, üzeri bir sürü ıvır zıvırla dolu çalışma masanın yanına iliştirilmiş kasaların kapaklarını kaldırıyor, önemli bir şey arıyormuş gibi duruyordu. Casey, atölyenin giriş kapısı kasasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirmiş, sabır dileyerek Rogue'u izliyordu. Aymira ise atölyenin duvarları boyunca uzanan koltukta oturmuş, homurtuları arada çığlık derecesine ulaşan Arashi'yi zapt etmekle görevliydi.

       "Buldum!" Evelyn'in sesi kasa yığınının ardından yükseldi. "İşte, burada." Dizlerinin üstünden kalktı ve elinde tuttuğu parlak nesneyi Rogue'a uzattı.

       Rogue, Evelyn'in avucunda duran yılan vücudu görünümlü yüzüğü parmaklarının arasına aldı ve Casey'ye doğru tuttu. "Buraya gel de bir dene. Bakalım çalışacak mı."

      Casey, yaslandığı kapı kasasından doğruldu ve kollarını göğsünden indirdi. Seri adımları çalışma masasının önünde durdu. "Nedir bu?" gözleri beyaz ışık altında parıldayan gümüşi yüzüğe sabitlendi. Rogue yüzüğü tutan elini daha da uzatınca, parmakları arasına aldı ve inceledi.

      "Sol elinin herhangi bir parmağına tak." dedi Rogue. Yüzünde kendinden emin bir gülümseme belirdi.

      Casey, yüzüğü -yılanın başı parmak ucuna bakacak şekilde- sol orta parmağına taktı ve birkaç saniye yüzüğü inceledi. Herhangi bir değişiklik olmayınca elini kaldırıp ters çevirdi ve  Rogue'a doğru salladı.

       Rogue, başıyla Casey'nin kolundaki dövmeyi işaret etti. "İsmi neydi?"

      "Nyx."

     "Güzel isim. Nyx'e dışarı çıkmasını emret." dedi Rogue ve beklentiyle izlemeye devam etti.

      Casey, tek kaşını kaldırdı ve kolunu uzattı. Nyx, dövme formundan ayrılıp Casey'nin eline ilerlediği an vücudunun dışarıda olan kısmı piksellerle kaplandı, pikseller metali andıran bir tür tabakaya dönüştü. Casey'nin kaşı indi ve dudak kenarı kıvrıldı.

    "Çalışıyor." dedi Evelyn ve gözlüğünü burun kemiğine doğru iteledi.

    "Tabii ki çalışacak. Çünkü biz yaptık." diye karşılık verdi Rogue. Parmağıyla Casey'nin bacağına bağlanmış hançer kemerini işaret etti. "Şimdi de sağlamlık testi. Şu hançerlerden birini saplamayı dene."

    Vücudunun dövme dışında kalan kısmı havada yavaşça sağa-sola süzülen Nyx ve Casey, aynı anda birbirlerine baktılar.

   "Beni öldürecek misin?"

    "Hayır."

    "O'nu öldürecek miyiz?"

    "Hayır."

    Aymira'nın burnundan engel olamadığı bir gülüş yükseldi. Casey ve Nyx'in zihinleri arasında geçen konuşma, Aymira'nın da zihninde dolaşıyordu. Dört çift göz üzerine dönünce elini kaldırıp geçiştirircesine salladı. "Şey, pardon. Aklıma komik bir şey gelmişti de."

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin