Yeraltı Anarşistleri (Kısım VI)

203 60 67
                                    

Lucifer, Dante ve Cassandra'nın olduğu yöne adım atmaya yeltenince, karşısındaki kalabalıktan bağrışmalar koptu. Aşağılama, ağıza alınmayacak hakaretlere birkaç bardak, şişe ve daha başka nesneler de kalabalığın tepkisine eklendi. Atılan şeyler canını yakmıyordu; eski halkının onu, tek tanrılı dinlerde adının konulduğu düşmüş melek gibi görmesi asıl acısının sebebiydi. Fakat buraya, bu karşılamadan fazlasını göze alarak gelmişti. Üzerine atılan kinin nesneleşmiş ve ses bulmuş hallerine sessizlikle karşılık verdi ve sabırla bekledi. 

         Dante'nin keskin sesi, birbirine karışan bağrışmalar arasından yükseldi. "Durun!" Lucifer başını kaldırıp gözlerine umutla bakarken, son kişi de susana kadar bekledi. "Buraya hangi cesaretle," gözleri bir anlığına Casey'ye kaydı, "neye güvenerek geldin?" 

       "Son kez," diye titreyen, kırık bir sesle konuşmaya başladı Lucifer. "Son kez bana yardım etmen gerek, Dante." bağırışlar tekrar yükselirken, kısa bir an etrafına bakındı. Bazı melez ve iblisler vücutlarını germiş, parmaklarının sapını kavradığı sopaları bekledikleri fırsatın bir an önce gelmesini diler gibi avuçlarına vuruyorlardı. Lucifer, tekrar Dante'ye döndü. "Karşılıklı bir konuşma talep ediyorum. Mesele Rogue." 

     Casey'nin duyduğu isimle kaşları bitişti. Rogue kimdi ve neden şimdi ismi geçiyordu?

     Dante'nin çenesi titremeye başladı. Başını iki yana sallayıp gözlerini Lucifer'dan kaçırdı ve tezgâha doğru hızla adımladı.  Başı hala kontrolü dışında sallanmaya devam ediyordu. "Hayır," diye fısıldadı bir süre sonra. Tezgâhta duran Soğuk Lav dolu bardaklardan birini kavradı ve tek dikişte bitirdi. Bardak tezgâha sertçe inip parçalara ayrılırken konuşmaya devam etti. "Deliliklerin yüzünden tekrar birilerini kaybetmeyeceğim!" 

           "Rogue'u tekrar geri getirebilir. O, Zamanın Efendisi, Dante." diye çıkıştı Lucifer. Gittikçe etrafını saran kalabalığı umursamadan geçti ve Casey'nin önünde durdu. Bakışları sırtı dönük Dante'ye kilitlenmişti. "İnanmadığın, delilik dediğin şeyin anahtarı burada! Sadece... sadece ona son bir şans ver. Rouge için." 

             Dante'den sinirli bir bağırış yükseldi ve tezgahtaki diğer dolu bardağı elinin tersiyle itip duvar da kırılmasını sağladı. Arkasını dönüp hızlı adımlarla yürüdü ve iki eli Lucifer'ın yakasına yapıştı. "O, öldü! Anlıyor musun, O ÖLDÜ!" Sesi barın duvarlarını ve içinde olanları titretmişti. 

             Lucifer, yakasını kavrayıp vücudunu sarsan elleri sıkıca tuttu ve üzerinden çekti. "Zamanı benden daha iyi kontrol edebilecek yeteneğe sahip tek kişi," başıyla Casey'yi gösterdi, "burada. Öfke uykundan artık uyan ve mantığını topla." Dante'nin ellerini sertçe yere doğru iteledi. 

             "Rogue'da kim?" diye sordu Casey. "Ve bana anlatmadığın daha başka ne var?" Öfkesini bir kenara bırakmış gibi duran kalabalıktan "Zamanın Efendisi" ile ilgili fısıltılar yükselirken, beklentili gözleri bir Dante'ye bir Lucifer'a bakıyordu. 

               "Lanet olsun, binlerce kez lanet olsun." diye fısıldadı Dante, titreyen dudakları arasından. Casey'ye döndü ve sesini yükselterek konuşmaya devam etti. "Ona güvenme. Dediği doğruysa, gerçekten Zamanın Efendisi olsan bile, benim yardımım diye bir şey yok. Çıkarın bunu aklınızdan." Tekrar tezgâha döndü ve avuç ayasıyla iki kez kırık cam parçaları üzerine vurdu. Barmen raftan aldığı şişeyi önüne koyar koymaz sinirle kavradı ve yudumlamaya başladı. 

               Casey ve Aymira birbirlerine baktılar. İkisi de o an ne tür bir belirsizliğin içinde olduklarını anlamaya çalışıyorlardı. Aymira kolunu elleriyle sıkıca tutup beklemesini ister gibi başını sallayınca, Casey, Lucifer'a döndü. 

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin