Koyu gri yağmur bulutları altında kalan Kolezyum'u tıka basa dolduran kalabalık, coşkulu tezahüratlarına ara vermeden devam ediyordu. Alt katlara kadar ulaşan gürültü kulak tırmalıyor, kalabalığın hareketleri duvarları titretiyor, gevşek tuğlaların arasından sıvalar dökülüyordu. Arena da yapılan savaşlar kısa sürüyor, akan kanlar ıslanmış kumla kaplı zeminin üzerini renklendiriyordu.
Ciadinal ve Arashi, Kolezyum'un zemin katında önceden zindan ve gladyatör odaları olarak kullanılan demir parmaklıklı hücrelerle dolu koridorda hızlı adımlarla ilerledi. Hücreleri dolduran savaşçılar genellikle saf kan iblisler ve diğer boyut yaratıklarındandı. Ciadinal, Casey'nin olduğu hücrenin önüne gelince durdu ve lambası sorunlu hücrenin içini üstün körü kolaçan etti.
Casey arenaya çıkmak için sırasını beklerken gözlerini kapatmış, titreyen ışık altında duvara yaslanıp düşüncelere dalmıştı.
Ciadinal dikkat çekme amaçlı boğazını temizledi.
"Korkunun kokusu senden önce geliyor, Ciadinal." dedi Casey gözlerini açmadan. Başını yasladığı duvardan çekti ve derin bir nefes alıp önüne eğdi. "Sıram geldi mi?"
"Henüz değil. Senden önce iki karşılaşma daha var," diye yanıtladı Ciadinal ve demir parmaklıklara doğru bir adım daha attı. "Arenaya çıkmadan önce şunları giyinmen gerek." Elinde tuttuğu bez torbayı hücre parmaklıklarından içeri uzattı.
Casey gözlerini açtı ve ayağa kalktı. Ciadinal'a yaklaşırken parmaklıkları göstererek, "Bunların beni tutamayacağının farkındasın, değil mi?" dedi.
Ciadinal, tehdit içerikli soruyu yüzünde beliren hafif bir gülümseme ve onaylarcasına baş sallamakla yanıtladı.
Casey, parmaklıklar arasından uzatılan torbaya yaklaştı ve yavaş fakat sert bir çekişle aldı. Torbanın ağzını aralayınca gözlerini kıstı ve kaşlarını bitiştirdi. "Bunlar da ne?" Torbanın ağzı tamamen açılınca deri kokusu, rutubet ve küf kokusuna karıştı. Elini torbaya daldırdı ve rast gele eline geleni tutup çıkarttı. Parmaklarının arasında kahverengi-siyah deri püsküllerden oluşan, püskül uçları yuvarlak demir zımbalı bir gladyatör eteği duruyordu. Bunlar Hades Diyarı'na sürgün edildiğinde arena savaşlarında giyindiği kıyafetlerdi. Arkasında bırakmak istediği anılar mükemmel zamanlamalarla tekrar karşısına çıkıyordu.
"Devamı da var." dedi Ciadinal, kollarını belinin üzerinde birleştirirken.
Casey gladyatör eteğini omuzuna astı ve torbanın içinde duranları çıkarttı. Demirden sol omuzluğu olan, iki deri şeritle birbirine bağlanmış, kahverengi-siyah sertleştirilmiş deri göğüslük ve sivri diken zımbalı, siyah, yarım maskeye birkaç saniye sessizce baktı. Torbayı dibinde kalan yarım sandaletleri çıkartmadan, nemden ıslanmış ve yeşilimsi mavi renge bürünmüş rutubetli zemine bıraktı. Gözleri boşluğa dalarken hatırına binlerce görüntü akın etti. Birkaç göz kırpıştan sonra düşüncelerden arındı ve ana odaklandı. Elindekileri Ciadinal'ın yüz hizasına kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)
Fantasy🏳️🌈Wattys 2022 Fantastik Kazananı (20.11.2022)🏅 🏳️🌈 Wattys 2022 Yarı Finalisti 🏆 Serinin ikinci kitabıdır. ''İkinci kehanet...'' dedi yaşlı kadın, titreyen sesiyle. ''Çoktan gerçekleşti. Geri dönüş olduğuna hala inanıyor musunuz?'' Dakikal...