Yeni Dünya Düzeni (Kısım IV)

206 54 76
                                    

Laura, Fraude'nin geçiş için verdiği aynaya dokununca kendini İstanbul'da bulunan bir toplama kampında buldu. Etrafını saran sis yok olurken beyaz bir odada olduğunu fark etti. Odanın ortasında tavandan sarkan tek bir lambayla aydınlanan metal bir masa ve masayı çevreleyen tekerlekli bordo sandalyeler vardı. Masanın ucunda kalan iki sandalyede yan yana oturan Fraude ile Bia'yı gördü. Ortama hâkim olan keskin kokuyla burun delikleri genişledi. Metal masanın üzerinde duran kapsüller kokunun kaynağıydı. Aynı kokuyu deniz yakınlarında da aldığını hatırladı.   

     "Hoş geldin, Laura," dedi Fraude ve solunda kalan boş sandalyeyi eliyle işaret etti. "Oturmaz mısın?"

      Laura, boş sandalyeye umursamaz bir bakış attı ve tekrar Fraude'ye döndü "Şimdi ne yapacağız?" 

      Fraude, havada kalan elini indirirken, Bia'nın dudak kenarı alayla kıvrıldı ve kimse fark etmeden tekrar düzeldi. "İstersen sana Yeni Dünya Düzeni'mi gösterebilirim." Laura başıyla onaylayınca sandalyeden kalktı ve Bia'ya baktı. "Sen testlerle ilgilen. Alım durunca Merkez'de buluşalım." Kapıya yöneldi ve davetkar bir gülümsemeyle Laura'ya baktı.  

      Oda kapısı açılınca sarı lambayla aydınlatılmış koridor gözler önüne serildi. Birkaç dönüşün ardından diğerlerine nazaran daha dar bir koridora girdiler. Koridorun sonunda metal bir kapı dışında hiçbir şey yoktu. Fraude metal kapıyı araladı; kapsüllerdeki tuhaf madde kokusu, ter, yağ, kan ve daha yüzlerce farklı koku yüzlerine çarpıp koridora yayıldı. Laura kokudan duyduğu rahatsızlığı boğazını temizlediği öksürükle belirtti. Tuhaf koku diğer kokularla birleşince oldukça kötü bir hal almıştı.  

      "Bu kısımda sıvı testi yapılır," diye anlatmaya başladı Fraude. İki yanı siyah korkuluklarla çevrili köprünün ortasına kadar ilerledi ve aşağı baktı. Kolunu kaldırıp uyuyan askerlerin diğer uyuyanlara ellerindeki tuhaf içeceği gösterdiği yeri işaret etti. İçeri yeni alınan bir uyuyana plastik bardak içine kapsülden boşaltılan ve sıvıyı anında siyaha dönüştüren karışım uzatıldı. "Geçiş kapılarımız şu tarafta. İçeri alınan uyuyanlar sıvı testine alınır,"

      "Sıvının içinde ne var?" diye sordu Laura, sol eliyle korkuluk demirini kavrarken. 

      Uyuyanlar toplama alanına alınıyor, sıvı içiriliyor ve testi tamamlayanlar, altlarındaki kapıdan diğer tarafa geçiriliyordu. Uyuyanların yapıya alındığı kapıların ardında içeri girmeye çalışan daha binlercesi, kurtuluş sandıkları cehenneme girmek için kavga ediyor, birbirlerinin sırasına göz dikiyordu.  Hamile olan uyuyanlara test uygulanmadığı, sağ duvarda kalan kapıdan direkt içeri alındıkları ayrıntısı Lura'nın dikkatinden kaçmadı. 

      "Virüs." dedi Fraude. "Virüsten korunmuşlar içeri alınmaz." 

      "Yani onları öldürüyor musun?" 

      Fraude'den alaycı ufak bir kahkaha yükseldi ve başını iki yana salladı. "Tabii ki hayır; virüsü bünyelerine almalarını sağlıyorum. Virüsün ilk hali pek etkili değildi. Geliştirmelerim sayesinde artık daha etkili ve kurtulması imkânsız bir hal aldı." 

       "Yine de virüs öldürücü değil mi?" Laura, Fraude'nin hala neden bunu yaptığını anlayamamıştı. "Onları buraya alma amacın öldürmek değilse nedir? Son günlerini rahat geçirdiklerinden emin olmak istiyorsan tabii orası ayrı." 

      Fraude, hala yüzüne hâkim olan gülümsemeyle kalabalığı izliyordu. "Virüs elbette ölümcül. Fakat onlar içtikleri sıvıyı panzehir sanıyorlar." Arkasını döndü ve sıvı testinden geçenlerin toplandığı bölüme baktı. "Burası bekleme bölümü. Bir şekilde bağışıklık kazanmış, virüsten etkilenmeyenler ve virüslüler burada ayrılır. Virüsten etkilenmeyenler, genelde ırklarından bir haber melezler olur. Arada nadiren özel gen taşıyan fakat tamamen uyuyanlar da çıkıyor." 

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin