Yeraltı Anarşistleri (Kısım IX)

196 54 55
                                    

Lucifer'ın çenesi kaygıyla sağa-sola oynadı. Derin bir nefes alıp sanki zor bir karar vermiş gibi Casey'ye baktı. "Seni buraya getirme amacım, Unlexima'nın patlama öncesine dönmesi ve yitirilen canların geri gelmesiydi." Belinin üstünde bağladığı ellerini çözdü ve parmakları mekanik gözüne yöneldi. Gözündeki mercekler hareketlenip birbiri ardına çekilince, başka bir Eldalote Taşı açığa çıktı. Lucifer, gözünden çıkarttığı taşı parmak uçlarında tuttu ve birkaç saniye sessiz kaldı. Derin bir nefes alıp taşı Casey'ye doğru uzattı. "Bugün için saklıyordum. Makinede takılı olanla geleceği öğrenecektin. Parmaklarım arasında duranı da Unlexima için kullanacaktın. Toplamda iki kullanımlık güç vardı." 

      Casey, sessizce taşa baktı. 

       Lucifer, yüzündeki acı ifadeyi toparlamaya çalıştı ve parmak uçlarında duran taşı tekrar göz hizasına getirdi. Birazdan dudaklarından dökülecek sözleri son kez yüreğinde tarttı. Taşın pürüzsüz yüzeylerine bölünerek yansıyan titrek ışıklı ateş sanki yüreğinde yanıyor, etini, kemiğini dağlıyordu. Verdiği karar onu tekrar halkını kandıran, yalancı bir tanrıça ilan edilmesine sebep olacaktı. Kırmızı gözü huzursuzca ortadan kaybolan Unlexima'lıların olduğu boşlukta gezindi. Evelyn'in gözlerindeki, yapma der gibi bakışını yakaladı daha sonra. Alt dudağını kısa bir an kemirdi. O bir anneydi; fakat aynı zamanda bir tanrıçaydı. Vereceği karara bağlı birçok seçimin olduğunu biliyordu. Parmaklarının ucunda, sonsuza denk yok edecek birçok hayat ve birçok da hayat kurtaracak bir taş tutan, kayıplar yaşattığı halkın güvenini tekrar yıkacak bir tanrıça... Her mücadele, gurur duyulacak bir mücadele değildir, diye geçirdi içinden. Eski Terra'Condita'yı da yeni Terra'Condita'yı da geliştirmek için büyük bir mücadele vermiş, hayatını buna adamıştı. Şimdi ise tamamen bir yabancının başarabileceği şeyler için tek şansını ellerine bırakıyordu.  Yaptığı tam olarak buydu. Gurur duyulmayacak bir mücadele. Bazen birilerinin defalarca kaybetmesi, defalarca istenmeyen ilan edilmesi ve olmadığı halde kötü bilinmesi gerekirdi. Kötü olmazsa, iyinin ne anlamı kalırdı ki?  Evelyn'e özür dolu üzgün bir bakış attı ve tekrar Casey'ye döndü. "Son taşı, dostun için kullan." Rogue duymasa da yüreğindeki sızıyla, defalarca ve sessizce af diledi. 

     Evelyn, sinirle soluyup, Lucifer'ın yanından geçti.

     "Taşın güç tazelemesinden bahsetmiştin." dedi Casey, boşlukta volta atıp elleriyle başını tutmuş Evelyn'i izlerken.

   "Çok fazla zaman gerektiriyor bu. Oldukça fazla zaman. Ve sen geçitten geçtiğin ilk an Uyuyan Dünyası'nda ki zaman akışı normale döndü."

    "Buranın zamanıyla Uyuyan Dünyası'nda ki zaman farklı demiştin?" Casey, bir adım atıp Lucifer'a yaklaştı.

     Lucifer, başıyla Aymira'yı işaret etti. "Bilinci Yıldız Boyutu'nda iken bedeni Uyuyan Dünyası'nda idi. Ve o, Uyuyan Dünyası'nın perdelerini açacak bir anahtar, Cassandra. Zaman üstündeki kontrolümüz bu bağlantıyı engelleyebilecek türden bir güç değil. "

   "Anahtar mı? Nasıl yani?" diye sordu Aymira. Gözleri kısılmış, kaşları bitişmişti.

   Lucifer, zaman makinesinin üstündeki çarkları çevirdi ve ekrandaki birkaç butona tıkladı. İç içe geçmiş dönen iki çember yavaşça durdu ve taşı havada tutan yuvadan klik sesi yükseldi. "Bunu sonra konuşuruz. Dostunu son gördüğün anı düşün ve taşa dokun, Zamanın Efendisi." İçinde az miktar enerji kalmış taşı yuvadan çıkarttı ve parmakları arasında duran taşı bir anlık tereddüttün ardından yuvaya yerleştirdi. Taş makineye yerleşince, silik bir hatla havada duran elf rünleri tekrar parlaklaştı. "Evelyn... Lütfen, geçidi Zamanın Efendisi için kodlar mısın?" 

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin