Kan ve Nefret Çağı (Kısım VI)

249 64 26
                                    

Casey hızlı adımlarla bahçe kapısına yönelirken, evin önünde birikmiş kalabalık geri adımlar atarak uzaklaşmaya başladı. Kalabalığın üzerine sinirle yürümeye devam eden Casey, demir parmaklıklı kapının kolunu kavradı ve hızla aşağı çekip parke taşlı kaldırımda ilerlemeye devam etti. Arkasından durmasını söyleyerek ilerleyen Laura'ya aldırış etmeden yolun sonuna kadar ilerledi. Uyuyan kalabalığı da küfür ve yüksek sesle dile getirdikleri tehditlerle arkalarından ilerliyordu. Kaldırımdan indi ve karşıya geçmek için yürümeye devam etti. Burada olmanın bir hata olduğunu düşündüğü anda yavaşlayan sesleri fark etti. Umursamadan yürümeye devam etmeye karar verse de bir süre sonra sesler, takılı kalmış plağın cızırtıları gibi duyulmaya başladı. Adımlarını yavaşlatıp ne olduğunu öğrenmek için arkasına baktığı sırada Laura'nın kolunu kavramak için hazırlanan parmaklarını fark etti.

              "Nereye gittiğini sanıyorsun?"

               Casey, Laura'nın sorusuna aldırış etmeden ağır çekimde gibi yürüyen kalabalığı izledi bir süre. Yolun hemen karşısında, havayı kıvılcımlar ve cızırtılar çıkartarak kesen, yuvarlak, tuhaf görünümlü bir geçit belirdi. Laura kollarını kaldırıp olası bir tehlike durumunda toprağı yönetmek etmek için pozisyon alırken, Casey belindeki kemere dizili hançerlere uzandı. Geçit genişleyip büyüyünce başka bir boyutta olan Anubis ve Sekhmet belirdi. Anubis'in siyah tüylerinin arasında parıldayan altın sarısı gözleri, Casey ve Laura'nın üzerinde kısa bir an gezindi.

              "Işık getiren," dedi Sekhmet, geçitten dışarı adım atarken. Altın zırhının altında turuncu kürkü parıldıyordu. "Hanginiz?"

               Casey ve Laura birbirlerine baktılar.

             "Ateşin Ruhu, hanginiz?" diye yineledi sorusunu Sekhmet.

              Laura bir adım geriye çekildi ve Casey'nin arkasında durdu. Casey, Sekhmet'in yeşil gözlerinin içine bakarken eli hala belinde, hançerlerinin kabzasını rahatça kavrayacağı konumdaydı.

             Anubis, Casey'yi kıstığı gözleriyle süzerken,"Olympos'lu Fraude'yi bir kez yenmeyi başardın," diye söze girdi. "Düşmüş Baş Tanrı Ra ve Tanrıça oğlu Nuit (Nut) oğlu Osiris, Fraude'yi ölüler diyarından çıkartmayı başardı."

              Casey bir hançerin kabzasını kavradı. "Asıl amacınız ne?"

             Anubis'in yüzünde bilge bir tavır belirdi. Kısık gözlerini Casey'nin beline indirdi. "Ra ve Osiris, Ölüler Diyarı'nın kanunlarını çiğnedi,"

             Casey dişlerini sıkıp avucunda sıkıca tuttuğu hançer kabzasını bıraktı.

            "Ra nu pert em hru*," diye konuşmaya devam etti Anubis, "kanunlarını çiğnemek, sonsuza dek lanetlenmekle cezalandırılır. Ra, kendi koyduğu kanunlardan en önemlisini çiğnedi."
-----------------------------------------------------------------------------------
*Mısır Ölüler Kitabı, Antik Mısır cenazelerinde okunan metinleri içeren ve asıl adı Günden Dışarı Gidenler anlamına gelen kitaptır.
-----------------------------------------------------------------------------------

             Sekhmet sabırsızca öne atıldı ve Casey'ye geçidi gösterdi. "Bizimle gelmelisin, Işık Getiren."

            Casey omzunun üstünden Laura'ya baktı; yüzünde endişe ve şaşkınlık vardı. Gözleri hala attıkları adım yere değmemiş olan yavaş çekimde gibi görünen kalabalığı taradı ve Aymira'nın evine baktı. "Işık Getiren, ben değilim."

          Sekmeth'in gözlerinde yeşil bir alev parıldadı. Casey'ye doğru adım atmaya hazırlanırken Anubis'in elinde tuttuğu asa ucunun yerde çıkarttığı metalik çınlamayla duraksadı ve yumruklarını sıktı.

(KYS) Kızıl Tahtlar 2: Savaş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin