GİRİŞ

27.4K 688 527
                                    

İTAAT

GİRİŞ


"Düşünsene, bir yalanın içindesin ve gerçek olduğunu düşündüğün hiçbir şey gerçek değil. Ne yaparsın?"

"Yalanları öğrenmeden bir şey yapamam. Sonuçta ben her şeyi gerçek zannediyorum, değil mi?"

"Ben bir yalan olsaydım, sen bir gerçek olsaydın, beni öğrenmene asla izin vermezdim."

"Neyse ki bu sadece bir soruydu..."

BAZILARI

R&B



Not; bu kurguyu yazmamda bana ilham olan bir diğer kurgumla hiçbir benzerlik göstermemektedir, her ikisi de kendi içinde farklı evrenlerde geçmektedir.


Güneş'in kavurucu sıcaklığı tenime çarpıyorken, üzerimdeki mini elbisemle uzun boylu ayçiçekleri arasında koşuyorken, düz saçlarım omuzlarımdan arkama doğru dalgalanırken, kötü huylu bir karga beni takip ederken; biraz ileride, üzerine bol gelen g...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneş'in kavurucu sıcaklığı tenime çarpıyorken, üzerimdeki mini elbisemle uzun boylu ayçiçekleri arasında koşuyorken, düz saçlarım omuzlarımdan arkama doğru dalgalanırken, kötü huylu bir karga beni takip ederken; biraz ileride, üzerine bol gelen gömlekle duran bir adam gördüm. Renkli dudaklarındaki tebessümle, kara gözlerindeki parıltıyla, yumuşak teninde canlılıkla etrafı incelemeye koyulmuş, az sonra da gözlerini bana çevirmişti.

Yüzündeki gülümseme daha da büyürken ona koşmaya devam ettim.

Bu adam Enis Altınday'dan başkası değildi.

Karga sesini yükseltmiş, neredeyse sivri burnuyla omzuma çarpacaktı.

Ben heyecan ve neşeyle koşmuştum, o korku ve telaşla koşmuştu, yolun bittiği yerde kollarımı boynuna, kollarını belime dolamış, güneş biraz daha alevlenmiş, yerlerimizi değiştirmesiyle karga bana değil, ona çarpmış, sırtını parçalayarak; siyah, biraz da parıltılı bir duman meydana getirmişti.

Enis Altınday'ın sırtından siyah ve parıltılı dumanlar yükselmiş, beni bırakmak zorunda kalmıştı.

Önceleri uçurumdan düşüyordum, sonra dipsiz bir okyanustan çıkmaya çalışıyordum lakin batıkça batıyordum. Göğsümde şiddetli bir ağrı meydana gelirken ve gözlerim ağırdan ağırdan kapanırken beni bileğimden bir el yakalamış, kendiyle beraber yukarıya çekmeye başlamıştı.

Enis Altınday'dan başkası değildi.

Bu defa elimi çekip, ondan kurtulmaya çalışan bendim.

Önceleri nefret hissetmiştim sonraları aşk...

Nedendi bu çelişki?

Karganın lanetinin bana dokunmasına neden izin vermemişti ki...






İsim değişikliği yüzünden kusura bakmayın lütfen. Gerçek yalana sarılıncayı artık itaat diye okuyacaksınız...

İTAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin