14. Bölüm ~ Güvenmek ~

639 88 30
                                    

"Ona ne dedim dedin?"

Erwin, saatlerdir başını etini yemekle uğraşan Hange yi dinlemekle meşguldü. Daha çok dinliyormuş gibi yapıyordu. Gerekli yerlerde başını sallıyor, hoşuna gitmeyen durumları evet bu kötü olmuş, diyerek geçiştiriyordu. Ancak sabrı tükenmek üzereydi. Galiba farkında olmadan bir şeylere yanlış cevap vermişti. Başını bilgisayarından kaldırıp kadına baktı. Yorgunca iç çekti.

" Benden ne istiyorsun Hange?"

" Levi ya Kenny i öldürmesi için nasıl para teklif edersin?" soruyu yineledi Hange kızgın kızgın. " Bunu nasıl yaparsın Erwin? Sen kahrolası bir dedektifsin! Sırf bu yüzden işini bile kaybedebilirsin."

" Ah." Erwin sandalyesinden geriye yaslandı, ellerini karnının üzerinde birleştirdi. " Demek konuştunuz."

Hange sabırla iç çekti. " Sadece ona para teklif ettin mi, etmedin mi?"

" Ettim ama onu gerçekten öldürmesini istediğimden değil." dedi Erwin. " Planı biliyorsun Hange, Kenny Ackerman nın kurduğu ağı bozmak için Levi yı kullanmak zorundayız. Anlayacağı dilden konuşmak istedim. Eğer iş birliği teklif etseydim ne Kenny nin çevirdiği dolapları yeterince araştırırdı, ne de seni öldürmek için zaman kaybederdi."

" Oh." Hange şaşırdı, masasının önünde duran koltuğa yavaşça oturdu. " Öyle söyleyince kulağa mantıklı geldi. Bir an için gerçekten Levi yı kiralık katil olarak tuttuğunu sandım."

Erwin " Sorun değil." dedi, "Merak ediyorum, gerçekten böyle bir şey yapsaydım beni ihbar eder miydin?"

" Elbette!" dedi Hange, adama bu bariz biş şeymiş gibi baktı. " Aklını başına almanı söylerdim, bu dehşet verici olurdu- hey, nereye gidiyorsun?"

" Elbette baskına." dedi Erwin, tuhafça Hange ye baktı, ayağa kalktı. Koltuktan paltosunu alıp koluna geçirirken " Levi ya verdiğim süre çoktan doldu. Bu gece hepsi hapsi boylayacak." dedi, ardından, diğer kolu geçirdi.

" Biraz aceleci davrandığını düşnmüyor musun?" dedi Hange, oturduğu yerden telaşla ayağa fırladı. Bunu yaparken biraz sendeledi, yarasının üzerine hala basamıyordu. Ağzından çıkmak üzere olan iniltiyi bastırmak zorunda kaldı. " Yani Levi ın süresinin bittiginden haberi yok. Belki ona belirli bir saat ve yer söyleseydin köşeye sıkışmışlık hissi bir karar vermesini daha da kolaylaştırabilirdi."

" Iki hafta düşünmek için yeterince süresi olduğuna eminim." dedi Erwin. " Eğer iş birliği yapmaya niyeti olsaydı çoktan kapıya gelirdi Hange."

Sarışın adam kapıdan çıkmak için yöneldi fakat önüne atlayan Hange ona engel oldu. Erwin nin kapı kolunda duran elini tuttup zorla kopardı. " Tanrı aşkına Erwin! Adama sahip olduğu tüm aileyi temsil eden birini öldürüp polis için çalışmasını söylemişsin. Levi ın yerinde bir suçlu olsan sen nasıl bir tepki verirdin? Bence baskını bir gün daha ertelemelisin. Asıl niyetimizin Kenny i hapse tıkmak olduğunu, kimseyi öldürmek zorunda olmadığını Levi ya söyle. Belki fikri daha çabuk değişir."

" Hange," dedi Erwin, ses tonunda ufak bir şüphe vardı. " Sen bu adamla tam olarak nerede ve ne konuştun?"

" Lokantada konuştuk - tanrım, yemek çok güzeldi, bir gün beraber  gitmeliyiz Erwin - ve bana aranızda geçen konuşmadan bahsetti. Birlikte çalıştığımızı o zaman anlamış."

" Bunu öğrenmesine zaten bilerek izin verdim. Sabrını yitiriyordu, seni öldürmesine ramak kalmıştı." dedi Erwin, " Fakat benim kast ettiğim şey bu değil. Levi ya sen ne anlattın?"

" Hiçbir şey." dedi Hange, bakışlarını hemen kaçırdı. " Birkaç tehdit ve ikna etme çabaları." elini önemsizce havaya sallayıp güldü.

ACKERMANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin