48. Bölüm ~ Küçük Yalancılar ~

476 63 139
                                    

"Bu ne şimdi Hange? Bizi alıkoyma hakkını size kim veriyor?" dedi Eren, kaşlarını çattı. Armin nin yerden kalkmasına yardım etti.  "Armin ile alıp veremediğin ne?"

"Ben değil, orasını siz anlatacaksınız." dedi Hange. "Çok basit sorular soracağım ve siz de çok basit cevaplar vereceksiniz. Anlaştık mı?"

"Anlaşılmadı." kadına diklendi Eren. Oturduğu yerden ayağa kalktı. "Önce bizi takip edip arkadaşlarımızın önünde rezil ediyorsun, şimdi de zorla alıkoyuyorsun. Neler olduğunu anlatmadan cevap falan alamazsın."

Hange oğlanı duymamazlıktan geldi. "Bir kere soracağım. Tekrarı olmayacak." Ellerini belinin arkasında kavuşturup odanın içinde turlamaya başladı. "Soru 1, o serumu sana kim verdi Armin? Nereden buldun?"

Armin konuşmadı. Bakışları yerdeydi. Hange, oğlanın gözlerinden bir şeyler sakladığını gayet iyi anlayabiliyordu ve sabrını yitirmek üzereydi. Bu kadar önemli olan neydi?

"Sana hiçbir konuda cevap vermek zorunda değil, onu rahat bırak." dedi Eren öfkeyle. Mikasa ve Armin e döndü. "Hadi, kalkın. Bu kadar saçmalık yeter-"

Levi, yanından geçerken Eren i omzundan tutarak durdurdu. Parmalarını sıkıca ceketine geçirdi. Gri bakışlarını bir kartal gibi üzerine dikti. "Senin sesin fazla çıkıyor... Otur oturduğun yere. Kimseye bir yere gitmeyecek."

Her ne kadar belli etmese de Eren nin gözlerindeki korkuyu Hange de fark etmişti. Fakat bunun Levi dan mı yoksa başka bir şeyden mi kaynaklandığını bilmiyordu. Levi oğlanı hafifçe ileri iterek serbest bıraktı. Ancak Eren durmadı. Başka yönden geçmeyi deneyince Levi yumruğunu oğlanın karnına geçirdi. Eren iki büklüm yere düştü.

Mikasa nefes çekti. Gözleri ateş kustu. Karşılık vermek için hamle etti fakat Armin sıkıca koluna asıldı.

"Dur Mikasa-"

"Bırak beni!" diye kükredi Mikasa. Kolunu Armin den kurtardığı an sıktığı yumruğu Levi ın yüzüne salladı. Adamın burnundan gelen çatırtı sesi tüm odayı doldurdu. Levi kanayan burnunu elinin tersiyle sildi. Onun karşılık vermek istemediği açıktı fakat Mikasa durulmadı. Kız yeniden üzerine saldırınca kırmızı atkıyı boynundan koparıp el çabukluğuyla bileklerine bağladı. Sırtını tekmeleyip onu da Eren nin yanına attı.

Yeşil gözlü oğlan Levi ya karşılık verme hatasına düştü. Levi o ayağa kalkamadan böbreğine tekme attı.

"Kimse bir yere gitmeyecek dedim."
dedi Levi duygusuzca. Gözleri ayakta olan biteni dehşet içinde izleyen Armin ile kesişti. Oğlan hemen yerine geri oturdu.

"Şaka yapmadığımızı yeterince belli ettigımize göre başka soru soracağım." dedi Hange. Şiddet hoşuna gitmiyordu ama onlara başka şans bırakmamışlardı. "Festival gecesi neredeydiniz?"

"Serumun festival gecesiyle ne ilgisi var?" dedi Armin ürkekçe

"Soruma soruyla karşılık verme. " dedi Hange. Gözlüğünü çıkarıp gömleğinin ucuyla camlarını sildi. Yerine geri oturttuktan sonra " Evet, seni dinliyorum Armin." diye ekledi.

"Jean nin evindeydim. Kim olduğunu zaten biliyorsundur." dedi Armin kuru kuru. "Tüm gün dışarı çıkmadım. Şahit istiyorsan ona sor, aynı şeyi söyleyecektir."

"Peki ya siz?" dedi Hange, bakışlarını yerde oturan iki gence çevirdi. "O gece neredeydiniz?"

Ne Eren ne de Mikasa cevap vermedi. Hange sorusunu tekrarladı fakat ikisinden de tık yoktu.

"Ben biliyorum." dedi Levi, gözlerini Eren e dikti. "Beni o gece Jaegerların evine yollamadın mı dört göz?"

"Ah tabii ya, ne kadar unutkanım!" Hange yalancı bir şaşkınlıkla elini alnına vurdu. "Zeke nin ölüm haberini vermek için seni Eren nin evine yollamıştım- ama dur biraz... Ortada imkansız bir durum var. Sen o gece Jeagerların evine gittiysen ertesi gün Eren e Mikasa nın evinde Zeke nin cinayetinden bahseden kimdi? Yoksa hafıza kaybın mı var Levi? Çünkü aynı taziyeyi iki kere neden vermek isteyesin, değil mi?"

ACKERMANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin