Dışarıda muazzam bir orman havası vardı. Belki de Paradis in en güzel yanı çok fazla doğal güzelliğe sahip oluşuydu. Dünya üzerinde hiçbir yerde ormanlarına el sürülmemiş, yeşilliğini ilk günkü gibi koruyan bir bölge olmadığından emindi Levi. Böyle bol oksijenli bir ortamda bulunmak istemeden bazı şeyleri daha iyi sorgulamasına neden oldu. Sırtını göğsüne yaslamış, dalgın dalgın penceren dışarıyı seyreden Hange ye baktı. Kahverengi dağınık saçları tokasından kurtulmak üzereydi. Mavi gömleğinin boşta duran kolları bir ceket gibi sırtından sarkıyordu.
"Bence ayrılmalıyız."
"Ha?" Hange, camdan gözlerini alıp boynunu ona döndürdü. Gözlerini kırpıştırdı. "Kaç aydır kıçımın dibinden ayrılmayan sen değil miydin? Kafana taş mı düştü Levi?"
"Zaten sorun da o." diye homurdandı Levi. "Fazla iyi anlaşıyoruz."
Güya o sabah yola yer altı dünyasına inmek için çıkmışlardı fakat konu bir şekilde Levi ın arabasının arkasında iş pişirmekle sonuçlanmıştı. Yine. Hange yaptığı surat ifadesine kıkırdadı. "Bunun nesi kötü ki? Kavga etmeyi mi tercih ederdin?"
"Liseli ergenler gibiyiz. Sanki başka yer yoktu." dedi Levi, arabaya yüzünü buruşturdu. Hange den şikayetçi değildi ama yarı çıplak, sıkış tıkıs bir yerde uzanmak pek de hoş değildi. Ayrıca hava serindi, üşüyordu. Levi ya mı öyle geliyordu bilmiyordu fakat sanki Hange onu bilerek Caven ile yüzleşmekten alıkoyuyordu. Sürekli bahaneler ortaya atarak - çoğunlukla Levi yı baştan çıkarmak- ona engel oluyordu.
Hange ona doğru döndü, kucağına çıktı. Levi ın gömleğinin açık duran düğmeleriyle oynarken "Fena mı oldu?" dedi. Omuz silkti. "Yeniden on sekiz gibi hissediyorum. Gerçi o zamanlar pek partileme havasında olduğum söylenemezdi... Zaman ne çabuk geçiyor. Altı yıl öncesi olduğuna inanmak güç. Daha erken tanışmış olmayı dilerdim."
"İnan bana bunu istemezdin."
"Nedenmiş o?"
"Çünkü o zamanlar tam bir pisliktim." dedi Levi dürüstçe. Altı yıl öncesi Levi ın 23 yaşında olduğu zamana denk geliyordu. Yaptığı işten gurur duymasa da yeteneklerinin zirveye ulaştığı yaşlardı. Kenny ne söylerse sorgulamadan onu yapardı, ölüm makinesi gibiydi. Kendi müşterilerini bulması ve duygusal uyanışı çok daha sonra gerçekleşmişti.
Hange sırıttı. "Hala değil misin?"
Levi kolunu çekti, bu hareket Hange nin göğsüne devrilmesine sebep oldu. Kollarını kadının beline sarıp hareket yeteneğine son verdi. "Bana ne zaman doğduğunu bilmediğini söylemiştin. 24 yaşında olduğunu nereden biliyorsun?"
"Bilmiyorum zaten, sadece tahmin." dedi Hange. Ardından tek kaşını kaldırdı. "Ne o? Yoksa daha yaşlı mı gösteriyorum?"
Levi omuz silkti. "Hayır fakat beyin yaşının bir çocuk kadar olduğundan eminim."
Hange sevimsiz bir surat ifadesi yaptı. "Konuyu değiştirme. Gerçekten o yıllarda tanışmış olsaydık Kenny i dinleyip beni öldürür müydün?"
Levi cevap vermedi, huzursuz hissetti. Hange onun gerildiğini fark edince "Ikimiz de az çok birbirimizi tanıyoruz Levi..." dedi usulca. "Doğruyu söyleyebilirsin, gücenmem. Mesela ben seninle o yıllarda tanışmış olsaydım koca kafalının teki olduğunu düşünürdüm. Radarıma giren erkek tipinin tam zıttısın."
Levi tek kaşını kaldırdı. "Neymiş o tip?"
"Mhm... Bilmem? Fiziksel özellikler konusunda pek seçici değildim ama kibar ve düşünceli insanlardan hoşlanırdım. Yardım sever, eğlenceli ve komik-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACKERMANS
Fanfic"Bu dünya uğruna yaşamaya değer birçok güzellikle doluydu. Fakat Ackermanlar için... Başından beri acımasızdı." * Attack on Titan için yazılmış bir Polisiye AU dur. *Levihan *Eremika Umarım beğenirsiniz. Keyifli Okumalar... (Kapaktaki fan art nx...