"Hadi Levi, daha ne kadar surat asacaksın?"
"Git başımdan boktan gözlük." Levi bulaşıkları makineye dizmeye devam etti. Ancak Hange, adamın asık suratını umursamadı. Dünden beri yavru köpek gibi peşinde dolanıyordu fakat Levi bir kere bile yüz vermemişti. Kaşlarını büzdü. "Erwin bile affetmişken sen neden bu kadar kızıyorsun ki?"
Levi elindeki tabağı gürültüyle bıraktı, arkasını döndü. Bu kez bakışları kızgın değil, kırgındı. "Oynadığın oyun umurumda bile değil. Hala anlamıyor musun? Sen bana yalan söyledin ve arkamdan iş çevirdin. Üçüncü kez."
Hange gözlerini devirdi. "Birincisi, o zaman birbirimizi tanımıyorduk. Ikincisi, hapse girmeni istemiyordum. Ve üçüncüsü eee...- üçüncüsünde haklısın ama her zaman seni kandırıyormuşum gibi davranamazsın. Bu adil değil."
"Bundan sonra kandırmayacağını nereden bileceğim?" dedi Levi, çenesini kasıldı. Güven... Güven en önem verdiği şeydi. Güven, sadakat, ve saygı. Eger bir insanda bu üçü yoksa onunla hiçbir işi olamazdı.
Hange yanına sokuldu. Kollarını etrafına doladı ama Levi karşılık vermedi. "Biliyorum... Caven i kullanmamalıydım ve bunun için senden çok özür dilerim." boynunu tuttu, elleriyle usulca ensesinden sarkan saçlarla oynadı. "Ama bana kızgın olma... Lütfen. Seni üzmek istememiştim."
"Bir daha arkamdan iş çevirme." dedi Levi.
"Söz." dedi Hange, "Hange sözü."
O zaman dudaklarını öpmesine izin verdi. Hange tuttuğunun farkında olmadığı nefesi bıraktı. Erwin e şaka yaparken gerçekten Levi yı üzebileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Eger bilseydi asla kalkışmazdı. Bazen intikam duygusu insanın gözünü kör ediyordu.
Levi onu belinden tutup etrafında döndürdü, tezgahla arasına aldı. Hiç sonu gelmeyecekmiş gibi gelen bir öpücük paylaştılar. Levi boğazına indi, tenine ufak öpücükler bıraktı, sonra tekrar yukarı çıktı, alt dudağını ısırdı. Gömlegindeki birkaç düğmeden kurtuldu. Elleri teniyle buluşunca belini sımsıkı tuttu, kendine bastırdı.
Nefes almak için ayrıldıklarında bir an için göz göze geldiler. Hange bu kez dudağına uzanmak yerine dudaklarını yavaşça Levi ın yaralı gözüne bastırdı, usulca öptü. Ne zaman o kanlı beyaz boşluğu görse kahroluyordu. Acısını alıp götürmek istiyordu.
Geri çekilince "Bunu yapman hoşuma gidiyor." dedi Levi sessizce.
Hange nin içi burkuldu ama belli etmemeye çalıştı. Bir daha öptü. Bu kez Levi çenesini kavrayıp dudaklarını onunkine bastırdı.
Ertesi gün, Erwin nin verdiği iki ay uzaklaştırmanın şaka olmadığını polis merkezine gidince anladı. Petra laboratuvarının kilitli olduğunu söyleyince şoka girmişti.
"Üzgünüm Hange ama seni içeri alamam. Dedektif Smith ten kesin talimat var." dedi sarışın kadın. "Hem kendine izin vermen fena olmayacaktır."
"Iki ay boş boş ne yapacağım?" dedi Hange huysuzca. "Benim çalışmam lazım."
"Hobi edin." dedi Petra, omuz silkti.
"Ya da sevdiklerine vakit ayır.""Iyi de hepiniz çalışıyorsunuz. Levi da Erwin ile-"
"Levi?" dedi Petra şaşkınca. "Levi hakkında öyle düşündüğünü bilmiyordum."
Hange biraz durdu. Doğru ya, haberleri yoktu. Erwin dışında aralarındaki ilişkiyi bilen kimse yoktu. Zaten bilmelerine de gerek yoktu fakat Petra nın neler olup bittiğini anladığını sanıyordu. Sonuçta onları sürekli birlikte görenlerden biri de Petraydı. Rahatsızca ensesini kaşıdı. "Şey evet, Levi yı severim. Iyi biri- yani değil, ee... Aslında öyle ama siz farklı görüyorsunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACKERMANS
Fanfiction"Bu dünya uğruna yaşamaya değer birçok güzellikle doluydu. Fakat Ackermanlar için... Başından beri acımasızdı." * Attack on Titan için yazılmış bir Polisiye AU dur. *Levihan *Eremika Umarım beğenirsiniz. Keyifli Okumalar... (Kapaktaki fan art nx...