"Levi."
"Olmaz."
"Daha ne söyleyeceğimi duymadın bile."
Levi ın genzinden sinirli bir ses çıktı. Sabahtan beri kedi yavrusu gibi kuyrugunun dibinden ayrılmayan on üç yaşındakine ters ters baktı. "Veli toplantına katılmamı isteyeceksin."
Mikasa tıpkı siyah saçlı adamı andıran bir yüz ifadesi takınarak kaşlarını çattı. "Madem ne isteyeceğimi biliyordun, niye boş yere peşinde dolandırıyorsun?"
Levi omuz silkti. Siyah çayından uzun bir yudum aldı. "Acı çektiğini görmek hoşuma gidiyor."
"Sadist."
"Hm, belki biraz."
Mikasa dudaklarını büzdü. Hakaret etmemek için kendini zor tutuyordu çünkü ağzından yanlış bir şey kaçarsa olmayan şansını da yok edecekti. Eğer bu kadar çaresiz olmasa asla Levi dan bir şey istemezdi. Derin bir iç çekti. Tek yapması gereken suyuna gitmekti. Levi gibi insanların da -her ne kadar onun insan olduğunu düşünmese de- kalbi olduguna inanıyordu. "Birinin toplantıya katılması gerekiyor."
"Kenny e söyle. Onun gitmesi daha iyi olmaz mı?"
Sanki o kadarını düşünmedik, gıcık.
"Kenny olmaz." dedi Mikasa sabırla."Neden?" dedi Levi.
"Nedenini bal gibi biliyorsun." dedi Mikasa. Huysuzca kollarını göğsünde kavuşturdu. "Beni utandırıyor."
"On dört yaşımdayken veli toplantısında fizik öğretmenime yumruk attı." Levi çayından uzun bir yudum aldıktan sonra devam etti. "Daha utanç verici bir şey yapamaz."
"Eren ve Armin nin sizinle tanışmasını istemiyorum. Ailemin kim olduğunu öğrenmemeliler ve Kenny davranışlarıyla fazla dikkat çekiyor. Seni kimse fark etmez. Hayalet gibisin."
Levi gözlerini gazeteden alıp ters ters ona baktı. "Madem öyle, hayaletler veli toplantısına gidemez."
Mikasa yanaklarını şisirdi. "Levi-"
"Babanın iş gezisinde falan olduğunu söyle." Levi gazeteyi katlayıp bir kenara bıraktı. Kendine yeni bir cay doldurmak icin masadan kalktıgı sırada Kenny içeri girdi. Üzerinde hoş bir takım elbise, boynunda dikkat çekici şarap rengi bir kravat ve başında siyah bir şapka vardı.
"Mikasa yine neden ağlıyorsun? Sesin yukarı kadar geliyor."
"Sana sormalı." dedi Mikasa, şaşkınca adamı süzdü. "Nereye gidiyorsun böyle?"
"Annem olmadığına göre bu soruya cevap vermeme gerek yok." Kenny tek kaşını kaldırdı. Buz dolabının yansımasına bakarak şapkasını düzeltti. "Ufak işlerimiz var. Ben yokken Duran malikaneden sorumlu."
Levi fincanını sıcak çayla doldururken yüzünü buruşturdu. "Ben dururken evi o salağa mı emanet edeceksin?"
"Evet çünkü sen Mikasa nın veli toplantısına gidiyorsun."
Levi ve Mikasa aynı anda inlediler. Birinin attığı nida daha neşeliydi elbette.
"Ben veli toplantısından ne anlarım? En son okula ne zaman gittigimi bile hatırlamıyorum." dedi Levi. Mikasa nın ona çıkardığı dile sinirli sinirli baktı. "Sen neden gitmiyorsun?"
"Işlerim var. Senin de." dedi Kenny, gözlerini yansımasından alıp onlara döndü. Ses tonu aniden ciddileşmişti. "Bir mal teslimatı yapılacak ve bilin bakalım nerede?"
Mikasa ve Levi ın tepkisi tersine döndü. Bu kez surat asan siyah saçlı kızdı. "Sakın benim okulumda deme."
"Hayır ama okulunun arkasındaki spor salonunda." dedi Kenny. Piyango ona vurmuş gibi ellerini birbirine kavuşturdu. "Bir cadılar bayramı partisi düzenlenecekmis. Malı paketlemek için kalabalığı kullanacağız. Mikasa da birkaç şey öğrenmiş olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACKERMANS
Fanfiction"Bu dünya uğruna yaşamaya değer birçok güzellikle doluydu. Fakat Ackermanlar için... Başından beri acımasızdı." * Attack on Titan için yazılmış bir Polisiye AU dur. *Levihan *Eremika Umarım beğenirsiniz. Keyifli Okumalar... (Kapaktaki fan art nx...