98. Bölüm ~ Ters Köşe ~

361 42 47
                                    

"Ee, bir şey söylemeyecek misin?"

Frieda, Rod Reiss in gözdesiydi. Kızı için her şeyi yapardı. Ona sağladığı imkanların hiçbirini Historia ya sağlamamıştı. Itmişti, görmezden gelmisti, bazen de hic varolmamış gibi davranmıştı. Belli bir yaşa kadar -kaleden ayrılmadan önce- kendine ait bir odası bile olmamıştı. Kraliyet çalışanlarıyla birlikte müştemilatta kalırdı. Onlar bile kralın gözünde Historia dan daha değerliydi.

En azından Historia öyle olduğunu sanıyordu.

Rod Reiss, babası olduğunu bir kere bile hissettirmeyen öz babası, bugün ona değerli bir kristalmiş gibi bakıyordu. Belki de Historia yanlış anlamıştı. "Sen... Senden sonra tahta benim geçmemi mi istiyorsun?" kendi sesi bile kulağa başka birine aitmiş gibi geliyordu.

"Niye bu kadar şaşırdın ki? Sen kızım değil misin?" dedi Rod Reiss sahte bir gülümsemeyle. En azından Historia ya gerçek gelmemişti. Ikinci bir kızı olduğunu 21 yıl sonra mı hatırlıyordu?

"P-peki ya Frieda ya ne olacak?" dedi Historia. "Onunla konuştun mu?"

Rod Reiss in gülümseyen dudakları bir parça seğirdi. O iğrenç bir adamdı. Kızını taht uğruna kurban ettiğine inanamıyordu. "Henüz fırsatım olmadı ancak konuşacağım."

"Çünkü o ölümle cebelleşiyor, değil mi?" dedi Historia. Yumruklarını sıktı. "Neden Frieda yı kurtarmaya çalışmak yerine gayrimeşru çocuğunu onun yerine geçirmeye çalışıyorsun?" Rod Reiss Historia nın cürretine şaşırmıştı. Bunu fark eden sarışın kız "Ne sanıyordun? Hiçbir şeyden haberi olmayan bir aptal olduğumu? Öylece ablamın ölmesine göz yumacağımı da nereden çıkardın?" dedi kızgınca. Bir yanardağ gibiydi. Yıllarca biriktirdiği lavları sonunda kusacaktı.

Reiss kaşlarını çattı. Oturduğu yerden ayağa kalktı. "Ne demek istediğimi anlamadın galiba. Sana tahtımı vaad ediyorum. Yerinde olmak isteyen milyonlarca insan var. Karşıma geçmiş bir de nankörlük ediyorsun!"

"Bunu neden yapıyorsun? Niye Frieda yı kurtarmıyorsun?"

"Onu kurtarmayacağımı da nereden çıkardın?" dedi Rod Reiss. "Haberleri dinleme, her şeyi fazla abartıyorlar. Her şey kontrolüm altında. Hadi gel, birlikte kaleye gidelim-"

"Seninle hiçbir yere gitmeyeceğim!" diye bağırdı Historia. Göğsü hızla kalkıp iniyordu. Ondan nefret ediyordu. "Sen benim babam değilsin! Yıllarca gölgeni bile esirgemişken bana nasıl kızım diyebiliyorsun?"

"Evet, bazı hatalarım olduğu doğru fakat hepsi geçmişte kaldı Historia." bunu bıkkınlıkla söylemişti. Sanki konuşmak için ayağına kadar gelen Historia ydı.

"21 yıla geçmiş diyemezsin. Hiçbir şey geçmedi. Beni herkesten sakladın, çocuğun olduğumu reddettin. Tıpkı, tıpkı degersiz bir peçete parçası gibi... Diğer insanların sana itaat etmesini sağlayabilirsin ama beni asla! Asla sana itaat etmeyeceğim!"

Evde uzun bir sessizliklik oldu. Ona vuracağını biliyordu. Bu saygısızlığını karşılıksız bırakmazdı, daha önce yapmadığı şey değildi. Historia, Rod Reiss elini havaya kaldırdığında iç güdüsel olarak kollarını yüzüne siper etti. O an asla rüyalarında bile gerçekleşeceğine inanmayacağı bir şey oldu. Reiss ona sarıldı. Historia sersemce kollarını indirdi. Vücudu soktan kaskatı kesilmişti.

"Ne söylesen haklısın... Sana karşı her zaman kötü bir baba oldum Historia. Bana ister inan ister inanma, ancak öyle davranmaya mecburdum."

Bu nasıl bir mecburiyetti ki ona pislikmiş gibi davranma hakkını veriyordu? Historia ağzını açamadı. Çünkü bu Rod Reiss in hayatında ona sarıldığı ilk andı.

ACKERMANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin