47. Bölüm ~ Silahlar ~

481 66 77
                                    

"Reiner burada mı yaşıyor?"

"Eh, evet. Ilk başta eski itfaiye binasında kalması bana da garip gelmişti fakat içerisi göründüğünden daha güzel... Bu taraftan." dedi Armin, onu takip etmeleri için eliyle işaret verdi.

Eren ve Mikasa, Armin i boyası kaçmış kırmızı binaya ilerken takip ettiler. Mikasa içi silah dolu sandığı peşinden sürüklerken kendini rahatsız hissetti. Sanki her an suç üstü yakalanacakmış gibi geliyordu. Içindekileri ortaya çıkarmayı oldu olası sevmezdi. Öte yandan Reiner ın güvenilirliğiyle ilgili endişeleri vardı.

Kapının önüne geldiklerinde Armin metal kepenki birkaç kere yumrukladı. " Reiner benim, Armin. Aç kapıyı."

Ilk beş dakika cevap veren kimse olmadı. Evde olmadığını düşünüp geri dönme kararı almışlardı ki biri yukarıdan seslendi.

" Reiner atölyede değil."

Üçü başlarını yukarı kaldırınca sesin sahibinin pencereye yaslanmış, onları izleyen sarışın bir kıza ait olduğunu gördüler. Dirseğı camdan dışarı sarkıyordu. Yüzünde, eğer kapıyı yumruklamaya devam ederlerse sonlarının iyi olmayacağını gösteren huysuz bir ifade vardı. "Ne istiyorsunuz?"

"Ee, iş için geldik." dedi Armin. "Reiner ne zaman döner?"

"Oradan Reiner ın sekreteri gibi mi görünüyorum?" dedi kız aynı ruhsuz tonda. " Burada değil. Sonra gelin." kafasını içeri sokmak için dirseğini indirdi. Görüş alanlarından çıkınca Armin" Bekle!" diye bağırdı. "Madem burada değil, öyleyse gelince aradığı şeyi çoktan bulduğumu söyler misin? Reiner neyden bahsettiğimi anlayacaktır."

Sarışın kız yeniden başını camdan çıkardı. Mavi gözlerini şüpheyle tek tek üzerlerinde gezdirdi. Eren ve Mikasa ya baktı. Ardından tekrar Armin e döndü. " Sen Armin misin?"

" Evet." hevesle olumlu anlamda başını salladı Armin.

Kız biraz düşündükten sonra tekrar içeri girdi. Bu kadar yol teptikten sonra geri dönmek onlar için fazla sinir bozucu olacaktı. Fakat daha bir dakika dolmadan kız aşağı inip kepengi gürültüyle yukarı sürdü. Üzerinde kot bir ceket ve şimdilerde moda dedikleri yırtık, rengi kaçmış beyaz tişörtlerden vardı. Hafif kambur duruyordu. Saçlarını yukarıdan rastgele at kuyrugu yapmıştı. Önüne düşen sarı saçları yüzünün yarısını kapatıyordu. Onları içeri davet etmek için beklemedi, arkasını döndü. "Reiner ı arayacağım... Arkandan kapat."

En son giren Eren i uyardı. Yeşil gözlü oğlan şaşkın bakışlarla kepenki aşağı sürüp aynı gürültüyle kapattı. Kız arka taraflarda kaybolduktan sonra Armin e " Bu kim?" dedi.

Armin omuz silkti. "Bilmiyorum, Reiner ın arkadaşlarından biridir herhalde."

"Herhalde mi?" Mikasa rahatsızca. "Armin, birlikte iş yaptığın -illegal işler yaptığın- insanların çevresini daha iyi araştırman gerekir. Reiner hakkında başka ne biliyorsun?"

Armin ensesini kaşıdı. "Sadece mühendis olduğunu ve silah yapımları konusunda tez hazırladığını biliyorum. Ona silahları dönüştürme fikrimden bahsettiğimde-"

" Dur, dur bekle biraz." araya girdi Eren, kaşlarını çattı. Alçak sesle "Ona serumdan bahsettin mi yoksa??" dedi kızgınca.

"Elbette, hayır. Beni aptal mı sanıyorsun?" Armin gözlerini devirdi.
"Ona uyuşturucu iğnelerden bahsettim. Neden bu kadar aşırı tepki gösterdiğinizi anlamıyorum."

"Çünkü bizi gambazlar." dedi Mikasa bu bariz bir şeymiş gibi. "Ya da soygundan kazanacağın paraya ortak olmak isterler. Ve tez yazmak?" yüzünü buruşturdu. " Bu yalana inanmış olamazsın. Silah yapan biri kolay yoldan para kazanmayı da öğrenmiştir. Teze ya da akademik kariyere falan ihtiyacı yok."

ACKERMANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin