69. Bölüm ~ Doğum Günü Sürprizi ~

465 48 43
                                    

"Buna ne gerek var anlamıyorum Mikasa... Ona sadece hediye de alabilirdik."

"Armin bizim arkadaşımız." Eren nin sızlanışlarını görmezden gelerek caddede yürümeye devam etti Mikasa. "Son zamanlarda her şey üst üste geliyor. Bu doğum günü partisinin neşesini yerine getireceğini düşünüyorum. Davetiyeleri dağıttın mı?"

Eren ellerini cebine sokarken başını olumlu anlamda salladı. "Zaten bizim ekip dışında çağırılacak kimse yok."

"Jean ile konuştun mu peki?"

Eren "Hayır." Mikasa tek kaşını kaldırınca "Onda toplanamayız, dairesi dar." dedi. "Partiyi benim evimde yapacağımızı söyledim. Herkes bize gelecek."

Mikasa şaşırdı. "Carla nın haberi var mı?"

Eren omuz silkti. "Hayır, bir ara söylerim- AH, hey!" Eren koluna bir şaplak yiyince kıza çıkıştı. Huysuz huysuz ovarken söylendi. "Bu ne içindi şimdi?"

"Annenin haberi olmadan herkesi nasıl evine davet edersin? Bir de son dakika haber verseydin." Mikasa onu azarladı. "Eve dönünce hemen söyle yoksa ceza alan yine sen olursun, söylemedi deme."

Eren aptal aptal sırıttı. "Yoksa beni daha az görememekten mi korktun?"

Mikasa pas vermedi. Ona yandan bir bakış attı. "Hayır, yine o aptal kıçını odandan çıkarmaya çalışacağım diye annene yalan söylemek istemiyorum."

"Benim hoşuma gidiyor."

"Yalan söylemem mi?"

Eren yanda sallanan elini tutup parmaklarını birbirine kenetledi.
"Hangi kısım biliyorsun."

Mikasa nın yanakları pembeleşti. Güldüğünü gizlemek için ağzını atkısına kapattı. "Hadi... acele et. Pastayı sipariş etmemiz lazım."

Neredeyse normal bir hayatları varmış gibi etrafta el ele dolanmak onu mutlu ediyordu. Birkaç dakika olsun sırlar, planlar ve silahlar olmadan Eren ile başbaşa zaman geçirmek istediği tek şeydi. Ayrıca son zamanlarda Eren nin keyfi de yerine gelmişti. Ilk başta biraz garipsemişti. Yoksa yüzünde maske mi vardı? Her ne olursa olsun, nedenini kurcalayarak onu yeniden üzmek istemiyordu. Şuan ikisi de mutluydu, gerisinin bir önemi yoktu.

"Biliyor musun? Sarı seni açtı Mikasa. Acaba hep mi kalsa?"

Mikasa başında duran peruğa dokundu. Bu polisler yüzünden aldıkları bir önlemdi. Artık Eren ile dışarı çıkarken kafasına sarı peruk takıyordu. Hem onun kimliğinin gizliliği, hem de Historia ile söyledikleri yalanın devamlılığı içindi. Mikasa bir an kendini sarı saçlı hayal etmeye çalıştı ama yapamadı. "Dalga geçiyorsun değil mi?"

"Neden? Bence hoş olurdu."

Mikasa birkaç dakika duraksadı. Eren nin gülmeye başladığını görünce yüzünü buruşturdu. Elini bıraktı.
"Komik değildi."

"Yüzündeki ifadeye değerdi." dedi Eren gülmeye devam ederken. "Saçlarını seviyorum, değiştirmeni istemem."

Mikasa bir şey söylemedi. O da Eren nin yeşil gözlerine bakmayı seviyordu fakat söyleyemedi. Eren ona baktıkça bir orman manzarasını izliyor gibi hissediyordu, içi ferahlıyordu. Tabii düşüncelerini ifade etmek için fazla utangaçtı. O kendisinden daha açık sozlüydü.

Rafları çeşit çeşit, renkli tatlılarla dolu olan bir fırından içeri girdiler. Hangisini alacaklarına karar vermek çok zordu. Mikasa meyveli olması gerektiğini söylüyordu ancak Eren çikolatalı olması konusunda diretiyordu.

"...Herkes çikolata sever Mikasa." dedi Eren, kaşlarını büzdü. "Bunun üzerinde okyanus desenleri var. Armin deniz kenarına inmeye bayılır."

ACKERMANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin