'' Evlenirim. '' dedim fısıltıyla.
Başta anlamadığından kaşlarını çatarak biraz bekledi. Sonra yüzü aydınlandı. Başımı tamamen omzuna yatırarak tepkisine gülümserken, içimden çıktı usulca ve bacaklarımın arasından süzülen sıvıyla yüzüm buruştu. Kası...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okullar açılalı bir hafta olmuştu. Öğrenciler ilk üç gün ağlayarak gelse de sonraki günler de alışmışlardı hem bana hem de birbirlerine. Yoğun geçmişti bu bir hafta ve gerçekten yorulmuştum. Hafta sonu çok iyi gelecekti bana.
Okulda birkaç hocayla tanışıp anlaşmıştık. Canlı müzik yapılan bir mekânın olduğunu söylemişlerdi ve oraya gidecektik hep beraber. Ülker ve Esma'da bize dâhil olurken cuma yorgunluğunun üstüne çok iyi gelecekti hepimize.
Kısa bir duşun ardından dolabımın karşısına geçip, kıyafetlerimi incelemeye başladım. Mürdüm rengi kolsuz, dizimin üstünde biten, etek ucunda üst üste iki kat volan bulunan elbisemi aldım elime. Siyah iç çamaşırlarımı üstüme geçirmiş ardından elbisemi giymiştim. İnce ten külotlu çorabımı da giyip, saçlarımı hızla kurutup tepeden salaş bir topuz yapmış tel tokalarla tutturmuştum. Enseme ve kulaklarıma dökülen kısa saçlarla hoş olmuştu. Kâküllerime şekil verdikten sonra rimel sürüp, dudak nemlendiricimle tamamladım makyajımı. Kulaklarıma ince, uzun zincir şeklinde küpelerimi takmış, deri ceketimi giymiştim. Parfümümü sıkıp, çantamı ve süet topuklu botlarımı da alarak odamdan çıktım.
Esma'ya seslendim beş dakika diyerek karşılık vermesiyle ayakkabılarımı giyip beklemeye başladım. Ülker'in arabasıyla gidecektik. Gözümün Baran'ın daire kapısına takılmasıyla üç gündür yine ortada olmadığını hatırlamıştım. Kim bilir nerelerdeydi? En son konuşmamızdan sonra bir kere görmüştüm sadece. Sedef diye tanıttığı kadın, Muhammed ve Serdar'la beraber evinden çıkıyorlardı ve aceleleri vardı. O günden sonra bir daha karşılaşmamıştık ve tam üç gün olmuştu.
Esma'nın yanıma gelmesiyle düşüncelerimden sıyrılırken telefon sesiyle de iyice kendime gelmiştim. Ülker aşağıda olduğunu söyleyerek kapatmıştı telefonu. Vakit kaybetmeden arabaya yerleşmiş ve mekâna gelmiştik. Çok bakımlı bir mekân olmasa da, açık hava olması ve ışıklandırmaları gayet iyiydi.
Okuldaki üç kadın ve iki erkek hoca çoktan gelmiş, direkt sahneyi gören bir masaya oturmuşlardı. Yanlarına ilerleyip boş olan sandalyelere yerleşmiştik bizde.
' Şehirlere bombalar yağardı her gece, Biz durmadan sevişirdik. Şehirlere bombalar yağardı her gece, Biz durmadan sevişirdik.
Acımasız olma şimdi bu kadar, Dün gibi, dün gibi, çekip gitme. Bırakta, sarılayım ayaklarına, Kum gibi, kum gibi, ezip geçme. '
Mekânı dolduran şarkıyla gecenin ağır geçeceği anlaşılmıştı. Garsonun gelmesiyle herkes siparişlerini vermeye başlarken bu gece biraz kendimden geçmem de bir sıkıntı görmemiştim. Kızlar toplardı. Rakının olduğunu öğrenerek sipariş verdim. Esma ve Ülker'de bana eşlik edeceklerini söylemişlerdi.
Rakı istemem iki erkek hocaya tuhaf gelmiş olmalı ki ağır gelmesin diyerek gülmüşlerdi. Baran sayesinde alışmış, sadece onunla beraberken içmeme rağmen sonrasında Esma eşlik etmeye başlamıştı bana mecburen.
