Hastaneden eve gelişimizin üstünden üç hafta geçmişti. İlk bir hafta uykusuzlukla geçen zorlu bir hafta olsa da bir şekilde alışmıştım o haftanın ardından. Bazen tutan ve bir türlü sonlanmayan ağlama krizleri sonucu benim de oturup ağlayasım gelse de böyle zamanlar da Baran olaya müdahale ederek bir şekilde susturmayı başarıyordu Mihre Hanımı.
Bütün gün delicesine beni peşinde koştururken akşam babasının geldiğini hisseder hissetmez sanki gün boyu beni çıldırtan o değilmiş gibi sakinleşerek, Baran'ın omzunda huzurla uyuyup, yatması da ayrı deli eden bir olaydı beni.
Baran'ın bu durum çok hoşuna gitse de benim tam tersi canımı sıkıyordu. Resmen babasını görünce beni unutuyordu. Hele banyo yaptırırken bana göstermediği gülüşlerini babasına gösterip etrafa gülücükler saçması en ilginç olanıydı benim için. Suyu seven bir bebekti. Bir de babası yıkıyorsa daha da keyifli bir hal alıyordu Mihre Hanım için banyo keyfi. Baran hamileyken ne kadar içten dilediyse artık bu durumu, kızı tam bir babacı olup çıkmıştı.
Hastaneden ertesi gün çıkmamıza izin vermişti doktorumuz son kontrollerimizi yaptıktan sonra ve eve gelir gelmez bir duş alarak kendime gelmiştim önce. Ardından ailelerimizi görüntülü arayarak mutlu haberi tek tek vermiştik hepsine. Yanımıza gelmek istemişlerdi ama Baran hepsini engellemişti. Yazın yanlarına gidecek olmamızdan sebepte çok ısrarcı olmamışlardı. Neredeyse her gün Baran'ın ailesi de bizimkilerde arayıp Mihre'yi görmek istiyorlardı akşam Baran eve geldikten sonra. Ben meşgul olduğumdan Baran'la irtibata geçmeye başlamıştı hepsi ve bu da benim işime gelmişti açıkçası. Günlerim bu kadar yoğun geçerken telefon görüşmeleri en son ilgileneceğim işti şu an için.
Bu süreçte Esma ve Beyza'da sürekli yanıma gelip, Mihre'ye bakma konusunda gönüllü olup benim dinlenmeme fırsat yaratıyorlardı sağ olsunlar. Ailelerimiz burada değildi ama Esma ve Beyza her an yanımdaydı. Hatta Ülker'de arada uğrayarak bakmak istiyordu Mihre'ye. Mihre Hanım arkadaşlarımızın göz bebeği olmuştu resmen. Elden ele dolaşan kızımızın da bu durumdan asla şikâyeti yoktu elbette.
Doğum iznine ayrılmamın ardından okul müdürüm, müdür yardımcılarımız ve birkaç hocayla beraber hayırlı olsuna gelmişlerdi. Hatta öğrencilerimin annelerinin de toplanarak aldıkları hediyeyi getirmişlerdi ziyaret için geldiklerinde. Kızımızın adının yazılı olduğu nazar boncuklu bir künye almışlardı bize ve çok mahcup olmuştum gerçekten hepsine. Tek tek teşekkürlerimi iletmesini istemiştim müdür beyden. Milli eğitimle iletişime geçilmiş ama dönem ortası olduğu için benim yerime gelecek öğretmen bulamamışlardı ne yazık ki. En sonunda emniyette Baran'ın da tanıdığı bir memurun yine benim gibi anaokulu öğretmeni olup da atanamamış eşi ücretli olarak başlamıştı iki aylığına. Dönem ortasında öğretmen değişimi hem çocuklar hem öğretmen için pek sağlıklı olmasa da, çalışmam mümkün olmadığı için ve çocukların da hiç okula gelmemesinden daha iyiydi tabi ki durum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM (Tamamlandı)
Novela Juvenil'' Evlenirim. '' dedim fısıltıyla. Başta anlamadığından kaşlarını çatarak biraz bekledi. Sonra yüzü aydınlandı. Başımı tamamen omzuna yatırarak tepkisine gülümserken, içimden çıktı usulca ve bacaklarımın arasından süzülen sıvıyla yüzüm buruştu. Kası...