♚53.bölüm♚

759 111 24
                                    

Kanat kanar mı? Kirpiklerine kadar incinen bir kadın dilek tutmaya korktuğu yıldızları gökyüzüne asar mı soğuk yakar mı? Alevin üstüne kan damlasa acı susar mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kanat kanar mı? Kirpiklerine kadar incinen bir kadın dilek tutmaya korktuğu yıldızları gökyüzüne asar mı soğuk yakar mı? Alevin üstüne kan damlasa acı susar mı?

Saydamdı yer kürenin katmanları çözülüyordu bir bir. Önce Douglas'ın itirafı, Charlie'nin evinde buldukları deliller, Newcastle'da işlenen David Ramsey cinayetiyle ilgili meseleler...Geçmişin süzgecinden süzülen tüm ön yargılardan iğreniyordu. İşgal altındaki ülke misali çorak topraklarını kaybediyordu. Oysa en başından kendisine inanılsaydı bambaşka olabilirdi dünyası. İnsanlar yanılabiliyordu. İnsanlar lanet Eric Cordone gibi yılanları içlerinde barındırabiliyordu oysa bana dokunmadan yaşasın denilen yılanlar ilk fırsatta bunu diyeni sokuyordu.

Açılacak onlarca kapı varken kilidi pas tutmuş harabenin eşiğinde nasırlaşmıştı parmak eklemleri. Yutkundu, gırtlağından aşağı yırtıcı bir his inip saklanmıştı sanki.

Kısacık bir an için kendine babasını düşünme izni verdi; bir gün her şey farklı olabilirmiş gibi geliyordu. Sanki babası Nelson Johansen'den başkası olabilirmiş gibi. Sanki babası ona değer verebilirmiş gibi. Sanki dışındaki kabuğu ona değer veren insanlar eritebilirmiş gibi.

Baba sıfatını hak etmeyen adam da demir parmaklıklar ardında acı çekiyor muydu? Kanla bezediği hovardalıklarla dolu hikayesiyle gurur duyuyor muydu? Yüreği milyonuncu kez sıkıştı. Hayır.Bunu düşünmeyecekti.

Nelson Johansen...Hayatında gördüğü en acımasız yalan... Annesinin yaşama sevincini çalan adam. Çocukluğunu, genç kızlığını katleden adam. Hangi yandan tutulursa tutulsun kırık bir hikayeydi yüreğine saplanan.

Eğer annesi onu terk etmemiş olsaydı küçücük yaşında evin sorumluluğunu omuzlarına almak zorunda kalmayacaktı. Saç uçlarına kadar kırgındı ona. Kızı olmadan bir hayat düşlemesi dahası yaşaması kanına dokunuyordu. Et tırnaktan bu kadar kolay ayrılır mıydı? Çocuksu yanı ölesiye kırgınken kadınsı yanı kıyamıyordu, kaderini kabullenmişti.

Hep demezler miydi öldürmeyen şey güçlendirir diye. Genç bir kadının geçmişini kurtarma isteğinden daha güçlü ne olabilirdi ki? Adaletin tecelli etmesini istiyordu. Öyle ki bu istek 7 şiddetindeki depremden bile daha sarsıcıydı. Adını temize çıkarmak için sahte bir kimlikle yaşamayı bile göze alan kendisi değil miydi?

Ama şimdi nereye savrulduğunu kestiremediği kuru bir yaprak gibi rüzgara boyun eğmek zorundaydı. Olası sona yakın mıydı yoksa uzak mı?

"Acele etsek iyi olur. Hava kararmadan varmalıyız."

Çenesi Gamzeli'nin peşi sıra ilerlerken düşündükleri bunlardan ibaretti.' Küçük bir valiz hazırla ve soru sorma mevsim.' diye buyurmuşlardı dedektif hazretleri.

Doktor Giselle'ye yaptığı ufak ziyaret sonrası, Çavuş Wiseman'ın da onayıyla mesleğine geri dönmüştü. Tanrı aşkına, tekrar işe yaradığını görmek harika hissettirmişti. Kasabadaki bebekleri, gebeleri hatta tartılma meraklısı yaşlıları bile çok özlemişti.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin