♚34.bölüm♚

2.3K 235 20
                                    

Saçlarını şiddetle tararken sık dişli tarak birbirine karışmış örümcek ağını andıran saçlarına takıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarını şiddetle tararken sık dişli tarak birbirine karışmış örümcek ağını andıran saçlarına takıldı.Makyaj masası aynasındaki yansıması da aynı anda değişti.Kafa derisini kopartıyormuşcasına inatçı tutamlarını hizaya sokmaya devam ederken yüzü ekşidi.

'O piyanolu' geceden kalan manzaralar kafasının içinde oradan oraya savruluyordu.O dudakları ve bedenine neler yaptıklarını düşündü.Öpücüğü düşünmek başını döndürüyordu.Dehşet hissi göğsünü sıkıştırıyordu.Dudaklarının birleştiği o eşsiz birkaç saniyede dahi bedeni farklı tepkilere kucak açmıştı. Ayakları yerden kesilmiş, kanı buhar olup uçmuş ve ateş, aort damarına oturan sert yumruyu etkisiz hale getirmişti.

Tanrım, neden böyle olmak zorundaydı ki? Neden hiçbir şey yolunda gitmiyordu, aralarındaki şeyin- adı her ne ise- önüne çıkan engeller neden ortadan kalkmıyordu? Yaşların çapaklı gözlerine batmaya başladığını hissederek tarakla olan işini bitirdi.

Tek sebep Portola Valley'e geldiği ilk geceden beri adamın onu lanet olası her türlü beladan çekip almasıydı hepsi buydu. Bunun kalbinin ritmini değiştirmesiyle ya da paylaştıkları geceyle bir ilgisi yoktu. Su yüzüne çıkan anıların kafasına sert bir şey indirmek istiyordu.

"Bu bir yalan," diye mırıldandı aynadaki yansımasına bakarak.Sesi ocak ayı kadar yavandı. "Tüm bu yaşananlar lanet olası bir yalan."

Nefesini düzene sokmaya çabaladı.Nefesini kesen adamı düşünmemeliydi.Hayır, şu an bunun ne yeri ne de zamanıydı.O uzak bir akrabasıydı yalnızca.Herkes böyle biliyordu.Kendisi ise yalnızca bir misafir.Gelip geçici biri.

Sanırım yakalanma korkusuyla yaşamak hapishaneye tıkılmaktan daha iyiydi.Sağlık evinde hasta baktığı zamanları anımsadı, bir damla yaş firar etti gözünden.

O zamanlar güzeldi ve tıpkı vişneli tartın damağında bıraktığı tat gibiydi kolay kolay hafızasından silinmiyordu.Şimdiyse sanki dipsiz bir kuyuda dönüp duruyor boşluğa düşüyordu. Derinlerde, karanlık bir yerde kendisiyle ilgili bir gerçek saklıydı: Cinayetin katili ne zaman yakalanacaktı? Ve bu evcilik oyunu ne zaman son bulacaktı? Dahası tüm bunların sona ermesini istiyor muydu?

Başını çevirip pencereden yansıyan uçsuz bucaksız gökyüzüne baktı Demir paranın madeni sertliğine atıfta bulunan bir grilik...Desen desen bulutlar koyun figürlerini andırıyordu.Doğa el birliğiyle tek bir ismi hatırlatmaya ant içmiş gibiydi.Ufuktaki fırtına bile çelik gibi sert bakışlarla dolup taşıyordu.

Diz hizasında kareli bordo renk bir etek seçip üzerine bisiklet yaka siyah renk uzun kollu bir penye giydi, kalın siyah külotlu çorabın üzerine geçirdiği diz hizasındaki topuklu süet çizmelerle kombinini tamamlarken dalgalı saçlarını tepesinde bir topuz yaptı.Dolaptaki şeylerin tam ölçülerine göre oluşu onu şaşırtmıyordu artık.Zira Portola Valley'den kaçarken yanına aldıkları yeterli gelmiyordu.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin