♚29.bölüm♚

2.2K 210 23
                                    

Harflerin kozasını yırtan sözü adeta tılsımlı kelimeymiş gibi zihninde şekillendi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Harflerin kozasını yırtan sözü adeta tılsımlı kelimeymiş gibi zihninde şekillendi.Son günlerde epey mesai yapmak zorunda kalan kalbi, onun yanında şaha katmış atlar misali dört nala koşturdu.

"Geleceğini biliyordum," dedi adam "Beni yanıltmadın."

Akıl karıştıran ifadesi gerçekten neyden bahsettiğini anlamasını zorlaştırmıştı.Oldukça saçma bir davranış şekliydi, sertçe alt dudağını dişledi.

"Sen...Nasıl?"

Kan kokulu duygularının celladı birkaç adım uzaklaşarak "Basit," diye mırıldandı. "Tanıdığım en meraklı insansın ayağına gelen bu maceraya da gözü kapalı balıklama atlayacağını tahmin etmek güç olmadı."

Bunu öyle bir şekilde söylemişti ki sanki tüm sır açığa kavuşmuştu.Aslında açığa kavuşan bir şey yoktu.Gözleri gözlerini aradı, milyonlarca sorulmamış soru zihninde filizlenirken derin bir nefes aldı.

Orada öylece dikilirken baştan ayağı süzdü onu.Hakkını vermeliydi, iyi görünüyordu; Tam vücuduna göre dikilmiş siyah takım elbisesi ve zifir karası gömleğinin kusursuz duruşu, hafif kısaltılmış koyu kestane rengi saçlarını yana doğru tarayışı ve üç-dört günlük kirli sakalıyla ulaşılmaz Erosun tablosundan fırlamış gibiydi.O an karşısındaki yüzün haşin güzelliğine kayıtsız kalmak istedi.

Bakışları yeniden buluştu ve genç adam, bir an yalnızca bir an için neredeyse ruhunun katmanları görülebiliyormuş gibi savunmasız ve çırılçıplak hissetti. Eğer daha dikkatli bakarsa korkularını saklandıkları yerden arındırabilirmiş gibi...Bakışlarını kaçırdı.Tanrım, bu an hemen bitmeliydi yoksa gururunu kırıcı şeyler yaşanacaktı.Oysa o derin yeşil gözlerde yüzmek istiyordu.Çok derinlere dalmak, hatta orada boğulmak...

Ciğerlerinde biriktirdiği hava bir anda ortaya çıkıverdi. Bu haliyle bir içim suydu sanki. Hakkını yerse Cehennemde cayır cayır yanması gerekirdi.Dalgalı saçları loş ışık altında pırıl pırıl parlıyor ona kızılımsı bir hava katıyordu.Yüksek topuklu botların üzerinde hayata en az altı santim tepeden bakıyordu.Dekolteli dar büstiyer, ince bir bel ve daracık kumaşın sarmaladığı etkili bacaklar.Ah o bacaklar... Nefesinin kesildiğini hissediyordu.Bahar kesinlikle açmakta olan bir tomurcuktu, birdenbire kozasından çıkmış aslı tırtıl olan rengarenk bir kelebekti, ilk uçuşunu yapıyordu ve yeni kanatları kaburgalarının arasındaki boşlukta süzülüyordu.

Tanrı aşkına, bakmayı kesse belki düşüncelerini toplayabilirdi.Adamla göz göze geldiklerinde ruhunu gördüğü gibi sarsıcı bir hisse kapılmıştı.

Erkeksi bakışlarının yoğunluğunu hissederek "Florance'a bunun iyi bir fikir olmadığını söylemeliydim." diye mırıldandı.

Tanrım, onu acilen susturması gerekiyordu. Bu haliyle harika görünüyordu ve onu öpmek için yanıp tutuştuğunu fark etti. Lanet olsun ki ona kapılmak çocuk oyuncağıydı.Ona bakmadan edemiyordu. Yeşil gözlerini öylece seyrediyordu. Aralarındaki mesafeyi en aza indirdi.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin