Yalnızlık, üzerine canlı bir organizmaymışcasına hükmediyor; gözleri kararırken içindeki öfke tohumları bir bir yeşeriyordu.Saatler ilerledikçe içinde bulunduğu sessizlik kulaklarını sağır etmeye başladı.
Fırtınada savrulan kar taneleri gibiydi güveninin dört bir yana savrulması. Artık bir şeylerin yoluna girmesini beklemiyordu hayatında lekesiz yeni sayfaların açılmasını da.
Aort damarından geçen her bir alyuvar kalbinin umutsuz odacıklarını okşuyordu.Vücuduna kan, damarlarına ise öfke ve pişmanlık pompalayan o asil organın acısı dinmek bilmiyordu.
Bir cinayeti işlemekle suçlanıyordu. Aksini nasıl ispat edebilirdi ki? O geceye dair elinde hiçbir delil yoktu. 'İnkar' ya da 'yemin' kelimesi boş paçavralardan ibaretti. Bulanık zihninde onu katilin pusuya yattığı gece eve bırakan bir taksici görüntüsü belirdi; ancak hepsi bu kadar. Cinayet taksiye binmeden evvel işlenmişti. 'İhtimaller limanına sığınmak' polislerin lugatında yoktu.İnkar ve kabulleniş arasında bir yerlerdeydi. Ne yapacağını bilmiyordu.Ve bunun getirdiği sıkıntı birçok sorunu da beraberinde getiriyordu.
Her yıkım eskisinden daha güçlü bir darbeyle geliyordu. Sahi içinde bulunduğu durumdan kurtulmak istemiyor muydu? Hangisi daha can yakıcıydı? Suçsuz olduğu halde suçlanmak mı yoksa kalbinde yeşeren umut fidanlarını kökünden yolmak mı?
Koridorun ışığının yandığını fark ederek karanlığa alışan gözlerini kırpıştırdı.
Acının gerçek tadına polis merkezinin hücreyi andıran o ufak sorgu odasında varmak... İşte bu, aklına dahi getirmediği keskin bıçak üzerinde takla atan milyonda bir olasılıktı. Çekilen sağ alt dişinin bıraktığı derin bir çukur gibi bir boşluk hakimdi düşüncelerine hiçbir zaman dolmayacaktı. Suçluluk duygusu iliklerini sömürmüştü.
Hemen arkasındaki siluetin gölgesi görüş açısına düşerken içinde bir şeylerin tepetaklak olduğunu hissetti. Zamanın naif ruhu kara bir delik tarafından oyulmuş; akrep yelkovanı yutmuştu.
"Al.İç şunu."
Onu çaresizliğin kuyusundan çekip çıkaran ses boğuktu. Kalbi hızla atmaya başlamış, adeta dış sesleri duyamaz hale gelmişti.Titreyerek kirpiklerinin arasından sızan adama baktı.
Genç adam boğaz ve solunum yollarının mikroplardan temizlenmesinde oldukça etkili olduğunu öğrendiği tarifi, Nancy'i dört kez arayarak nihayet hazırlayabilmişti. Bir bardak süte yarım çay kaşığı zerdeçal koymuş, iyice kaynatmıştı. Soğuduktan sonra- ki bu havada soğuması için fazla beklemesine gerek kalmamıştı.- sütlü karışıma biraz bal ekleyerek ballı karışımı merkezde bulduğu büyük kahve kupasına doldurmuş; üzerine memurlardan birine aldırdığı bir yaprak naneyi de ilave ederek nihayet sunumunu tamamlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚
RomanceDudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk h...