Sen ağlara takılan balıkların çaresizliğini bilir misin? Neden ben diye çırpınıp dururlar.Binlercesi varken neden ben? Sonra kaderlerine razı olurlar.
Benim kaderimin sen olduğunu bilsem çoktan kadere razı olur, denizi gözyaşlarında saklayan balıkların hafızasında kaybolurdum. Onların ki hafızaları üç saniye derler.Ben üç saniye sonra ne olacak diye düşünmekten yoruldum.
Kaderimin sen olduğunu bilsem pılımı pırtımı toplar elinden tutar 'İşte yaşama sebebimi aldım yanıma' der ve sıyrılırdım karabasan dolu ağlardan.
Sen kanadı kırılan güvercinlerin çaresizliğini bilir misin? Hayata olan güvenlerinin nasıl yok olduğunu, nasıl canlarının yandığını? Neden ben diye kanat çırpıp dururlar.Binlercesi varken neden ben? Desenli kanatlarının özgürlüklerine kefen olduğunu bilmeden çaresiz kadere boyun eğerler.
Benim kaderimin sen olduğunu bilsem çoktan kadere razı olurdum.Hiçbir karanlıktan korkmaz; gökyüzünün maviliğinde kaybolurdum.
Kaderimin sen olduğunu bilsem sessizce ve özgürce sana doğru kanat çırpabilsem...Oysa; Şeytanın ininden koparılıp Hz. Adem'in dudaklarında şifa bulan elma kadar yasaksın bana. Hz. Havva'nın günahları kadar tuzak.
Ve ben onların Cennetten yeryüzüne düşmesi gibi senin gözlerinden düşmekten korkuyorum.
Günahım gibi tutun bana.
Nihayet kendine gelmeye başlayınca, bir süre daha öylece yatmaya devam etti. Sanki damarlarına tonlarca kurşun dökülmüş gibiydi; tüm bedeni ağırlaşmıştı.Hayal gücü mesaisinden caymamış; gözyaşları toprağa karışmış, eğilen ağaç dallarından kopan simsiyah elmalar kurşuni yağmurlar eşliğinde avuçlarına yağmıştı.
Kendi masalının içine.
Sürekli uyanıp durduğu uyandığında ise öksürük nöbetiyle karşılandığı kısır bir döngünün içinde debelenip duruyordu.Yaşamaktan korktuğu her ne varsa sinsi hayal gücü tırnaklarıyla kazıyıp açığa çıkarıyordu.
Cenin pozisyonu geçmişin mahzenlerini aralarken tırnakları dudaklarında can vermiş parmak uçlarını gözlerine götürüp gerçekleri, saklandığı kuytu köşeden çıkarmaya çalıştı.
Soğuk mahkeme binasında değil yalnızca iliklerini sömüren, damarlarına kaybettiği sıvıyı yerine koymaya çalışan aciz bir serumun gölgesindeydi. Vücudunu sarmalayan kıyafetler nemliydi ama nedeni kurşuni renkli yağmurlar mıydı yoksa terlemiş miydi kestirmek güçtü.Saniyeler saliselere gebe kalırken, damarına doğru bir yol tutturmuş Serum Fizyolojiğin damlalarını sayıyordu.1,2,3,4,5 güven celladı kesilmiş.
Mahkemeyi anımsayınca yüzünü buruşturdu.O anları düşünmek yalnızlığını kamçılıyordu.Ne kadar uzun bir gündü.Bakışları kolundaki bilekliğe takıldı. Doktor Giselle ile görüşeli ne kadar olmuştu birkaç saat önce mi görüşmüşlerdi? Aradan bir asır geçmiş gibiydi.Zaman kavramı enkazın altında kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚
RomanceDudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk h...