"Muhakkak ki karanlık kıyılarda aydınlık vardır.Ve sarp kayalıklardan el değmemiş yeşillikler görünür."
Kafası karışmış bir halde hızlıca kendini bu durumdan kurtarmaya çalıştı; ancak uzunca bir süredir adam ile kitaplık arasına sıkışmıştı.Faydası yoktu.Kanıyordu, sözlerine, hislerine en çok da gizlerine.
Masumiyetin bu kadar tehlikeli olduğunu kim bilebilirdi?
Sonra adam birden tahrik olmuş, sarsılmış bir halde elini sanki lavların içine daldırmış gibi kadının kolundan hızla çekti.Aynı anda uçurumdan düşüyormuş gibi hissetti yeryüzü denilen kilim ayaklarının altından çekilmişti.
Bakışları yüzünün kıvrımlarında gezinirken "John Keats." diye fısıldadı.Tanrı aşkına, şiir okumayı pek sevmediği doğruydu; ancak ünlü İngiliz şairi ve birkaç alıntısını elbette biliyordu.Gözleri dudaklarına düşerken birkaç adım uzaklaştı.Dudağının bir tarafı kıvrıldı.Üzerinde bıraktığı etki baş döndürücüydü.
"Aşk romanları dışında ne okursun?"
Orada öylece dikilirken okuma alışkanlıklarını mı tartışmak istiyordu? Pekala, niyeti notaları ezbere çalıp çalamayacağını görmekti yalnızca; ancak atmosferin büyüsüne kapılıvermişti işte.
Sohbetin yeniden kitaplara dönmesinden memnun vaziyette "Her şeyi," diye yanıtladı. Küçükken kitap alacak parası olmadığı zamanlarda dükkanların tabelalarını okurdu.
"En çok klasikleri severim."
Şaşırmamıştı "Bir klasik," dedi Brendan, "insanların övdükleri ama okumadıkları kitaptır, der Mark Twain."
"Senin edebiyat konusunda kesinlikle önerilere ihtiyacın var. Eğer çok zorlarsan eminim Rex ve Giselle'nin Romeo ve Juliet'inden daha yaratıcı bir şeyler bulursun." Yanağının içini ısırdı "Ah, affedersin."
Adamın gözlerinde büyüyen o ürkütücü gölge tam uçurumun dibindeki cesetlere devrilmek üzereydi.Bir ölüyü öldüremezdiniz; ancak arafta kalmış birini pekala süründürebilirdiniz.
Kan kırmızısı dudakları aralandı,boş bakışlar mumların titrek ışığında oyalandı.Ona yeniden yaklaştı.Yeşil gözlerinin içindeki altın rengi benekleri görebileceği kadar yakındı.Kirpikleri çok uzun değildi ve şaşkın gözleri açılıp kapanırken hareket ediyordu.
"Seni seviyorum," derken sanki Samanyolu galaksisinin ta kendisiydi ve mevsimler onun etrafında dönen gezegenlerden bir tanesine aitti.
"Sadece kim olduğun için değil, seninle beraberken kim olduğumu anladığım için.
Seni seviyorum.
Sadece kendine yaptıkların için değil,bana yaptıkların için.
Seni seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚
RomanceDudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk h...