♚10.bölüm♚

3.3K 265 37
                                    

Doktor, altmışlarının ortalarına merdiven dayamasına rağmen, zayıf ve kendinden emin bir adamdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doktor, altmışlarının ortalarına merdiven dayamasına rağmen, zayıf ve kendinden emin bir adamdı. Derin çizgilerle dolu göz kenarları, uzun bir burnu ve tepesi açıkta kalan kırlaşmış saçları vardı.Çok da cana yakındı. Anlaşılan gülmeyi seviyordu. Belli ki dişleri hala yerinde olduğu için.İçten ve samimi bakışları keskin bir zekanın varlığına işaret ediyordu. Kahverengi, bakalit kalın çerçeveli gözlüklerini 1970'lerden beri yanından ayırmadığı kesindi.

Gözlerini kaçırarak bardaktaki yansımasına baktı.Çok şükür, öksürük krizleri dinmişti ve düne nazaran kendisini çok daha iyi hissediyordu. Yanakları biraz kızarmıştı ama bu bir açıdan yüzünü daha canlı gösteriyordu.

Doktor ile babası umduğundan daha yakınlardı anlaşılan.Zira doktor, dünkü muayenesinin ardından öylece çekip gitmemiş; geceyi orada geçirmişti.Ne var ki Bahar bu sevecen bakışların sahibiyle ancak sabah karşılaşabilmişti.

Kuşluk vakti. Kimsede kahvaltı yapacak iştah yoktu bu nedenle Tyra'nın hazırladığı atıştırmalıklarla yetinmişlerdi. Darrow Bahar'ın yaptığı hamburgeri alıp masaya oturmak istememiş, kendince onlara rahat konuşmaları için bir fırsat tanımıştı.

Hüzünlü kadın tüm ısrarlarına rağmen öğle yemeğini de kendisi hazırlamakta inat etmiş, Johansen'a da doktorun önerdiği tarife uygun taze portakal suyu ve kalp dostu doyurucu yiyecekler hazırlamıştı. 'İyiye gidiyor,' demişti doktor. Ancak henüz masada onlara eşlik edecek kadar değil diye düşündü Bahar.

Doktor gözlüğünün altından kahverengi gözlerini kırpıştırdı. Ellerini seyrek beyaz saçlarının arasına daldırdı.

"Pekala, sanırım bugün kimsenin canı konuşmak istemiyor."

Bilgiç gözler direkt Bahar'ı süzüyordu.

"Birkaç soru sorma kabalığıma cevap verme nezaketini göstereceğinizi umut ediyorum."

"Elbette," dedi Tyra melodik bir sesle. Onun yerine cevap vermese çok daha iyi olurdu.

 Şaşkın, başını salladı.

"Ee şey, elbette sorduğunuz sorunun yanıtını bilmeyi umuyorum." Böyle kekeleyip öfkesini açığa vurduğu için kendisine kızdı.

Tüm gece uyuyamamış; uykusuz bir geceyi sabaha bağlamıştı nedense Tyra'nın hamileliğine bir yanı kelebekler misali kanat çırparken içinde saklı karanlık bir yanı kıskançlık tohumlarını suluyordu. Tyra için mutluydu neticede o da her genç kadın gibi vakti geldiğinde bebek sahibi olmayı arzulardı ancak korkusu kendisineydi. Hiçbir zaman sevgisini görmediği babası o bebeği sevecekti. Tanrı aşkına, daha doğmamış bir bebeği kıskandığına inanamıyordu. Sonunda içindeki aptal mücadeleye son vermek istedi. O bir bebekti ve herkesten çok ilgiye ve sevgiye muhtaçtı.Kendisinin de bebeği ne kadar seveceğini düşününce yutkundu. 'Kardeşini...'

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin