Portola Valley polis merkezinin buzla kaplı topraklarındaki en yüksek tümseğin üzerinde duran genç kız, gözlerini güneye çevirmiş gri jaguarına ulaşıp arkasına bakmadan kaçıp gitmenin hayallerini kuruyordu. Yaşadığı iniş çıkışları tıpkı bir deve kuşunun gözünden görür gibiydi. Orada fakat aslında değil. Gri jaguarı kaçış için bir seçenek olabilirdi; ancak onunla yola koyulursa kasaba çıkışına ulaşamadan yakalanacağı da kesindi. Başka bir yol bulmalıydı. Bakışlarını kaçırdı.
Bembeyaz bulutların ardından yeryüzüne uzanan akşamın kızıl ışınları yoğun sisin içinde salınarak karmaşık ruh haline uyum sağlıyordu.
Normalde akşamın bu saatlerinde -eğer nöbette değilse- ufak dairesinin yolunu tutmuş yapacağı yemeklerin listesini yapıyor olurdu. Ancak şu an bunları umursamıyordu. Çünkü bugün, her zamankinden farklı bir gündü. Çünkü bugün üzerine yapıştırılan katil sıfatından sıyrıldığı, kaderinin yeni yazılara gebe kaldığı gündü.
Hayal edemeyeceği soru işaretleriyle dolu odadan ayrıldığında kapalı kapılar ardındaki gürültülü konuşmaları duymuştu.Tuhaftı. Baktığı her yer erkek memurlarla kaynıyordu.Tanrı aşkına, bu kadar fazla testosterona maruz kalmak beyinlerini etkilemiyor muydu?
Koridorda dikildiği müddetçe ayaklarının altındaki zemin ahşap ya da parke değildi taşın soğukluğunu yatağın kenarında kendisi için bırakıldığını düşündüğü kalın tabanlı kısa botların içinde dahi hissetmişti. Koridoru saran beyaz duvarlarda ağaç oymalı geniş bir pano vardı.Üç duvarı uzun cam pencereyle ayrılmış kapısı yarı aralık başka bir odaya hayretle bakmış; Çenesi Gamzelinin sesini onca ses arasından cımbız misali çekip almıştı.
Odalar cam bölmelerle birbirinden ayrılmıştı.Camın soğukluğunu bir an boğazında hissederek yutkunmuş; hakkında söylediklerini hafızasına kazımaya çalışarak sonsuza dek sürecekmiş gibi görünen öksürüğünü nihayet kontrol altına almayı başarmıştı.
Tanrı'ya şükürler olsun ki, babası onun bir cinayetin katil zanlısı olarak sorgulandığını öğrenmemişti.Henüz. Sinir katsayısını hiçe sayan Bay Soylu, Ela Gözlü, Çenesi Gamzeli anlaşılan şimdilik bu sırrı saklayacaktı; ancak ne zamana kadar? Her şey ortaya çıktığında ne kadar utanacağını Tanrı bilirdi. Bir an için Tyra'nın hayal kırıklığı yaşayan zeytin karası gözlerini yanı başında görür gibi oldu. Ve Bay Johansen'ın sana güvenemeyeceğimi biliyordum, yine her şeyi berbat ettin diyen o sivri dilini.
On sekiz yaşına bastığından -kendi evine çıktığı günden- beri hep kendi ayakları üzerinde durmuş; annesi ya da babasından maddi ya da manevi anlamda hiçbir destek beklememeyi öğrenmişti. Hayatında bembeyaz yeni bir sayfa açtığını düşündüğü bir anda böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalması hayatın onunla dalga geçme biçimi olmalıydı.
Yanından geçip giden iki memura gözleri iri iri açılarak ve tek kelime etmeden bakakalmış, köşedeki kolonun arkasına sinerek tehlikenin geçmesini beklemişti. Memurlar hararetli hararetli bir konu üzerinde tartışıyorlardı. Kendisini gördüklerinden bile şüpheliydi.Dakikalardır nöbetçi polis memurunun elindeki mavi dosyayı amirinin odasına götüreceği anı kollamış, sonrasında ise nihayet soğuk havaya adımını atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚
RomanceDudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk h...