1. Bölüm : Başlangıç
...
Bir akşam kendi odamda uyurken, ertesi sabah başka bir odada uyanmıştım.
Ama tek sorun bu değildi. Ben başka birinin bedeninde uyandım. Gözümü burada açar açmaz hafızamın içerisine bambaşka anılar dolmuştu, hiç yabancılık çekmeden ortamı kavramıştım.
Bu bedenin sahibi okuduğum hikayedeki kötü ana karakterden biriydi. Anıları hala kafamda ve hikayenin sonunu bildiğim için hiç mutlu değildim.
Okuduğum kitabın konusu şöyle geçiyordu: "Prenses Sophia ve Veliaht Prens Diablo yasak ilişki yaşıyorlardı, ama aralarında bir engel vardı oda Veliaht Prensin nişanlısıydı. Veliaht Prensin nişanlısı Prenses Mary oldukça varlıklı ve asil bir ailenin tek kızıydı. Diablo ile çok küçükken nişanlanmışlardı. Bu nişan krallık için yapılan bir anlaşmadan başka bir şey değildi. Zamanla Mary Diabloya aşık olmuş olsada, Diablo Mary'e karşı hiçbir şey hissetmemişti, onu hiç sevmiyordu. Mary güzel bir kızdı, geceyi andıran düz siyah saçlara ve beyaz bir tene sahipti. Fakat Bu durum soylular arasında sıradan karşılanıyor, onlar için Sophia daha güzeldi. Prenses Sophia tüm gözleri üzerine çeken eşsiz bir güzelliğe sahip biriydi. Altın sarısı dalgalı saçları ve parlak mavi gözleriyle nefes kesiyordu. Prenses Sophia ve Diablo baloda birbirlerine ilk bakışta aşık olmuşlardı. Bunu öğrenen Mary çılgına dönmüştü ve Diablo ile Sophia'yı ayırmak için her şeyi yapmıştı, ama başaramadı. Veliaht Prens ne kadar sabretmeye çalışsa da en sonunda Mary'i cezalandırıp sürgüne yollamıştı ve aşkıyla sonsuza kadar mutlu olmuştu. Son..."
Sadece bu kitabı okurken uyuya kalmıştım, ve kendimi burada buldum. Keşke hiç okumasaydım bu kitabı.
Şu an kilitli bir odadayım. Mary, Sophia'ya zarar vermeye çalıştığı için 25 gündür bu odada hapisti.
Sadist Prens ne olacak! nasıl birine bu kadar zalimce bir ceza verir?
Prenses Mary'nin anıları olmasa kaçırıldım zannederdim, ama lanet olsun! bu kitapta tıkılı kaldım ve kaçamıyorum.
Kitapta sanırsam 25 gün sonra Prens beni buradan çıkarıyordu ve prensesin önünde özür diletip, ayrılmakla ilgili tehdit ediyordu. Mary ise nişanlısını kaybetmekten korktuğu için özür dilemişti ama kendini kaybedip tekrar Sophia'ya saldırmaya çalışmıştı ve nişanlısı bu sefer dayanamayıp Mary'i çok uzak bir ülkeye sürgün etmişti.
Zavallı Mary beş para etmez biri için kendini mahvetti. Neden kendine bunu yaptın ki ?
Düşüncelerime dalmışken kapı aniden açıldı ve içeriye iki şövalye girdi.
"Prenses Mary, Veliaht Prens sizi odasına bekliyor."
Kaşlarımı çattım ve onlara baktım. Ne olacağını biliyordum çünkü. Ortama hemen kendimi adapte edip şaşkınlığımı gizledim ve toparlandım, şövalyelerle birlikte yürümeye başladım koridorda. Hizmetçiler bana bakıp fısıldaşıyorlardı. Onları görmezden gelip önüme odaklandım.
İyi düşünmeliydim. Kaderimi şu andan itibaren değiştirebilirdim. Hiçbir şeyi çaktırmamalıydım.
Odaya girdiğimizde şövalyeler durdu ve kapıyı tıklayıp içeriye seslendiler.
İçerden ses gelince kapı açıldı ve içeri girdim.
Veliaht prensi ilk kez görüyordum. Kitapta anlatıldığı gibi yakışıklı bir adamdı. Sophia onun arkasına saklanmış bana bakıyordu. Odaya göz gezdirdikten sonra Veliaht Prensin oturduğu yere doğru yaklaştım.
"Mary bu sana son uyarım artık, Sophia'ya zarar vermeye çalışma yoksa seni sürgüne yollayacağım anladın mı?"
Sadece donuk bir biçimde onlara bakıyordum. Bunu tuhaf karşılamış olacaklar ki birbirlerine doğru bakış attılar.
Hiç bozuntuya vermeden boş gördüğüm bir koltuğa geçtim ve oturdum.
Prenses kendini nişanlıma daha da yakınlaştırdı. Diablo nefes verip tekrar söze girdi.
"Mary bir olay daha çıkarm-"
Aniden sözünü kesip lafa girdim.
"Ben artık sizinle ilişkimi kesmek istiyorum sizin aranıza girdim. Nişanımızı iptal edebilirsin sizi artık rahatsız etmeyeceğimi garanti ediyorum. Mutluluklar dilerim ikinize."
Veliaht Prens şaşkınlıktan gözlerini kocaman açtı. Sophia ile bakışıyorlardı. İkisi de anlam verememişti bu duruma. Prens birşey söylemek için dudaklarını aralamışken, arkamı döndüm ve odadan dışarı çıktım. O kadar mutlu ve huzurlu hissediyordum ki artık. Koridordan gülümseyerek geçerken hizmetçiler şaşkın şaşkın beni izliyorlardı. Artık özgürdüm!
Neyse ki Mary'nin anıları bendeydi. Burayı avucumun içi gibi bildiğim için rahatlıkla dışarı çıkıp kendi evime dönebilirdim artık.
Elveda hüzün! merhaba mutluluk!
Şövalyelere at arabası istediğimi söyleyip beklemeye başladım.
Ne kadar güzel bir hava, özgürlük gibisi var mı? 25 gündür o odadaydım 25 gün! lanet Prens, o Prensesten özür dilemem için 25 gün beni tutsak etti. Ne oldu? sonunda senden vazgeçip gittim. Hiçbir şey söylemene izin vermeden çekip gittim.
Sonsuza kadar senin için çabalayacağımı sandın ama sürpriz! ben Mary değilim.
At arabasına binip kendi evime doğru yola çıktım.
Artık her şey değişecekti ve kimse engel olamayacaktı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI)
FantasyPeki ya sen içindeki canavarı keşfetmeye hazır mısın ? ... Bir gün gözünüzü okuduğunuz bir romanın içinde kötü karakter olarak açarsanız ne olurdu? #1 - Dram #1 - Tarihi #1 - Prenses #1 - Krallık #1 - Novel #1 - Karakter #1 - Büyü #1 - Mary #1 - Fa...