İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI)

24. Bölüm

''Veliaht prens?''

Veliaht prens, başımda bekleyip bana bakıyordu.

Doğrulup çiçeği koltuğun kenarına bıraktım.

''Burada ne işin var?''

Sinirli bir şekilde veliaht prense bakıyordum.

Veliaht prens kenara bıraktığım çiçeği masaya attı ve yanıma oturdu.

''İyi gözüküyorsun'' dedi.

''Ne işin var burada dedim?''

Derin bir iç çekti ve bana baktı. Eliyle saçlarımı kulak arkasına iterken eline vurdum.

''Bana dokunma!'' 

''Çok öfkelisin, sabah çok uysal ve sevimliydin oysa.''

Ne? sabah mı? nasıl yani? ne demek bu?

''Ne demek istiyorsun? ne sabahı?''

''Sabah su içmek için mutfağa gittin ve orada bayıldın seni odana götürdüm ve ilaç içirdim. Beni sayıklayıp duruyordun ne tatlı ama.'' Gülümsemeye başladı.

''Yalan söylemeyi kes senin ismini hiçbir zaman sayıklamadım!''

Ah! kahretsin rüyamda onu gördüğü mü biliyor mu? birde onu mu sayıkladım? ne işi vardı ki sabah burada?

''Sabah neden buradaydın bilmiyorum ama seninle bağlarımı kopardım artık nişanlı değiliz! dilediğin vakit gidip Sophia ile evlenebilirsin artık ben aranızda yokum.''

Elimi tutup beni kendine çekti.

''Gerçekten benimle bağlarını kopardın mı? beni gerçekten sevmiyor musun?''

''Evet sevmiyorum!''

Ellerimi sıktı.

Gözleri büyüdü.

''Gerçekten mi?''

''Evet! gözlerim yalan söylüyorlar mı?''

Şaşırmıştı.

Elimi çekip ayağa kalktım.

''Artık gidebilirsin gördüğün gibi iyiyim kimseye ihtiyacım yok. Artık benimle görüşme!''

''Oysa ben sadece endişelenmiştim çünkü şey ben- neyse rahatsız ettiğim için kusura bakma artık görüşmemize sevindim kendine iyi bak iyileşmene sevindim'' Dedi.

Ayağa kalkarken son bir kez baktı bana gözleri farklı bakıyordu sanki arkasını dönüp giderken bile bakakalmıştı bana sonra çekip gitti.

Bu neydi şimdi?

Bugün bu erkeklerin neyi var?