25. Bölüm

2.5K 154 2
                                    

Yaralanmamın üzerinden 3 hafta geçmişti artık tamamen iyileşmiştim.

Annemlere mektup yazıyordum.

Babam mektupta annemin iyi olacağını yazıyordu.

Annem ne zaman iyileşecek?

Bu günlerde biraz karamsarlığa kapılmıştım kendimi çok yalnız hissediyordum neyseki hizmetçiler beni eğlendirmeyi iyi biliyordu.

Bugün alışverişe gittik hizmetçimle birlikte.

Alışveriş yapmak gerçekten iyi hissettiriyordu beni, sokakta gördüğüm çocuklara hediye almıştım pabuç, giyim, yemek ve oyuncak. 

Para vermedim çünkü büyükler o parayı görüp alabilirdi onlardan.

Çocukların neşesini izlerken yine o çeşmenin oraya gözüm kaydı.

Benedict yine oradaydı.

Tam selam verip yanına giderken Glorya'nın orada olduğunu gördüm.

İkisi çeşmenin başında konuşuyorlardı.

Glorya ağlıyordu.

Glorya arkasını dönüp benim olduğum tarafa doğru gelmeye başladı. Ona bakıp selam vermiştim.

Glorya öfkeli gözlerle bana baktı ve hiçbir şey demeden gitti.

''Neden böyle yaptı ki?''

Benedict tek başına kalmıştı hemen yanına gittim.

''Sizi selamlıyorum.''

Gülümseyerek selam verdikten sonra moralsiz olduğunu gördüm.

''Glorya mı seni üzdü?''

''Affedersiniz prenses Mary gitmem gerekiyor.''

Onu kolundan tutup kendime doğru çekerken ayağım taşa takılıp çeşmeye düştüm.

''Prenses!''

Benedict beni çekip çıkarmıştı sudan.

''Efendim!''

Hizmetçim koşup yanımda bitmişti.

Benedict ceketini çıkartıp bana giydirmişti.

''Mary gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum.''

Kahretsin kendimi neden hep rezil ediyorum hem de Benedictin önünde oluyor tüm bunlar.

''Özür dilerim Benedict ceketini geri getireceğim.''

Bana bakıp gülmeye başladı.

''Hiç gerek yok Mary sorun değil. Şurada giysi dükkanı var dilerseniz orada giyinebilirsiniz böyle ıslak dolaşırsanız hasta olacaksınız.''

Hizmetçimle birlikte giysi dükkanına gidip üstümü değiştirdim saçlarım hala ıslaktı. 

Benedict giysilerin parasını ödemişti.

Dükkandan çıktığımızda Benedicti göremedim ama at arabası tutup gitmişti.

''Anna! neden herşey benim başıma geliyor.''

''Efendim bilmiyorum inanın.''

Islak bir şekilde at arabasıyla, malikaneye gittim. Umarım üşütmem.

İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin