34. Bölüm

2.2K 160 2
                                    

Herkes kafasını kapıya çevirmişti.

Benedict gelmişti. Gözlerim kocaman açılmıştı çok şaşırmıştım o an ağzımdan sessizce ismi dökülmüştü.

''Benedict...''

Benedict yavaş adımlarla salona yaklaştı.

''Yargıç size delil sunacağım. Geç kaldığım için özür dilerim olayın aslını öğrenip buraya geldim.''

''Buyurun Benedict willen, Mary quart'ın aklanması için mi buradasınız?''

''Evet. Leydi Sophia ve Glorya'nın zehirlenmesine sebep olan ilacın nerede satıldığını buldum. Bu zehir son derece nadir bulunduğu için panzehiride oldukça nadirdir. Bu zehiri sadece bir adam tarafından satıldığını öğrenip o yeri araştırdım. Öğrendiğim kadarıyla bu ilaç bir hizmetçi tarafından alınmış ve hizmetçi Fortley hanedanlığının armasıyla satın almış.''

Herkes arasında konuşmaya başladı. Fortley arması bu Gloryanın hanedanlığına ait!

''Susun! susun! evet ne diyorsunuz bu duruma?''

Glorya'nın hizmetçisi tedirgin olmuştu ve bir adım öne çıktı.

''Bu... bu iftira! kesinlikle asılsız bir iftira! efendim zehirlendi ve acı çekiyor! neden bunu kendine yapsın? peki madem efendim Glorya yaptı o çaydan neden zehirlenen sadece Glorya ve Sophia oldu neden prenses Mary değil!?''

''Bunun sebebide basit tabii ki! çünkü hiçbir zaman zehiri çaya katmadınız.''

Herkes yine konuşmaya başlamıştı.

Nasıl yani? çayda zehir yok muydu?

''Sör Benedict bu ne demek oluyor? çay da zehir yok muydu?''

''Hayır yoktu. Bu yüzden prenses Mary zehirlenmedi. En başından beri Glorya ve Sophia zaten zehri içmişlerdi. Zehir içtikten 3 saat sonra etkisini gösteriyor. Çayı hemen içtikten sonra etki eden bir zehir değil bunu satan kişi bizzat teyit etti bu da raporlar.''

Elindeki raporları yargıca ulaştırdı.

Yargıç gözlüğünü takıp raporlara göz gezdirdikten bir süre sonra konuşmaya devam etti.

''Evet gerçekten kağıtta öyle yazıyor. Ayrıca Fortley damgası da var. Bu durumda ne söyleyeceksiniz bayan Ellen?''

Benim hizmetçim olan İsabella öne atıldı.

''Bu doğru olamaz! efendim kendi elleriyle verdi bana o zehiri bu-''

Benedict sözünü keserek devam etti.

''Bayan İsabella sizin bunu neden yaptığınızı biliyorum. Artık yalan söylemenize gerek yok.''

''Ne- ne demek istiyorsunuz siz!?''

''Ailenizin Glorya tarafından tehtid edildiğini biliyorum. Eğer siz ona boyun eğmeseydiniz yapacaklarından korktuğunuzu da biliyorum. Artık Gloryadan korkmanıza gerek yok. Ben size yardım edeceğim bundan emin olabilirsiniz. O yüzden lütfen itiraf edin ve Leydi Mary'i bu iftiradan kurtarın.''

İsabella'nın gözleri dolmuştu bana bakarak ağlamaya başladı.

''Ben- ben özür dilerim gerçekten efendim... Beni buna zorladılar özür dilerim. Evet herşeyi Glorya ve Sophia yaptırdı! bizi buna alet eden onlardı. Bizi ailemizle tehtid ettiler buna boyun eğmek zorunda bırakıldık. Lütfen sör Benedict! yardım edin bize! lütfen!''

Ağlayarak yere düştü. Bayan Ellen de üzgün bir şekilde bakıyordu.

Yargıç tokmağını vurdu.

''Evet karar verilmiştir. Prenses Mary quart'a iftira atıldığını ve herşeyi leydi Sophia ve leydi Glorya'nın yaptırdığı itiraf edilmiştir. Prenses Mary quart suçsuzdur. Beraatine kabul verilmiştir.''

Derin bir nefes almıştım. Herşey o kadar hızlı gelişmişti ki ne diyeceğimi şaşırmıştım. Ben serbest miydim artık!

İki şövalye yanıma gelip bileğimdeki kelepçeyi çıkardılar. Bileğimde iz çıkmıştı.

Herkes dağılmaya başlamıştı. Arkamı dönüp Benedicte baktım.

Benedic yanıma yaklaşıyordu.

''Kusura bakma prenses Mary-''

Bir anda koşup ona sarıldım. Gözyaşlarım yanaklarımdan çeneme doğru süzülüyordu.

''Teşekkür ederim Benedict.''


İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin