İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI)

51. Bölüm

3 hafta olmuştu. 1 ayın dolmasına az kalmıştı. Buraya biraz olsun uyum sağlamıştım. Majestelerini ara sıra penceresinden görüp selam veriyordum.

Acaba güvenini tam olarak kazanabilmiş miydim?

Bahçedeki masayı silerken, majestelerinin pencereyi tıklattığını ve gel işareti yaptığını gördüm.

İşimi bırakıp odasına yöneldim.

Kapıyı tıklatıp içeriye girdikten sonra majesteleri konuşmaya başladı.

''Seninle bir konu hakkında görüşmem gerekiyor.''

Olur anlamında kafamı salladıktan sonra cevap verdim.

''Evet majesteleri, hangi konu hakkında konuşmak istiyorsunuz? dinliyorum.''

''Bugün düşman krallıktan bir mektup aldım.''

Gözlerim büyüdü. Düşman krallık mı? benim krallığım mı? aman tanrım! yoksa benim burada olduğumu öğrendiler mi? kahretsin ne yapacağım! Tanrım yardım et!

Bana tuhaf tuhaf bakıp konuşmasına devam etti. Elindeki mektubu ileriye atıp, elini masaya koydu.

''Veliaht Prens tekrar nişanlanıyormuş ve beni de mutlu günlerinde görmek için davet etmişler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?''

''Ben... bir şey düşünmüyorum. Gitmeyi mi düşünüyorsunuz?''

Bu konu hakkında ne diyebilirdim ki? benim için olmadığına sevinmiştim sadece. Neden Damian'ı davet ettiler? Neden Damian bana bunu söylüyor? yoksa biliyor mu? Benedict'in o lanet ismini neden sayıkladım ki? Lanet olsun! Lanet olsun!

''Bana eşlik etmek için hazırlan seninle gideceğim.''

''Ne!''

Çok şaşırmıştım. Beni baloya mı götürücek!? 

''Majesteleri ben gelemem bu çok saçma ben basit bir hizmetçiyim.''

Evet! beni götürme ne olur! başka biri olur ama ben değil!

''Emirlerime karşı gelmeyeceğin konusunda anlaştığımızı sanıyordum? sen bir hizmetçi değilsin unuttun mu?  neden baloya gelmek istemiyorsun? merak etme sadece tebrik edip geleceğiz eşlikçim olmayınca çok fazla kadın tarafından boğuluyorum orada.''

''Ama majesteleri siz onlardan nefret etmiyor musunuz? ayrıca benim elbisem yok ve eşlikçiniz olacak kadar güzel de değilim daha güzel kadınlar varken-''

''Sana çirkin olduğunu kim söyledi?''

Duraksayıp ona baktım. Kalbim çarpmıştı bir anlığına da olsa. Gözlerim onun gözlerine dalmıştı. Sonra bakışlarımı sağa kaçırdım. Böyle söylemesini beklemiyordum.

''Merak etme kıyafet konusunu ayarlayacağım. Sen sadece hizmetçilere kendini bırak o kadar, şimdi hizmetçilere haber vereceğim. Kahya!''

Kahya bir anda içeri girdi.

''Buyurun majesteleri.''

''Lütfen Bellaya eşlik edip onu güzelce davete hazırlayın. Düşman krallığa gideceğiz akşama herşey hazır olsun.''

''Ama majesteleri-''

''Küçük hanıma eşlik edin kahya.''

Beni alelacele hazırlanmam için götürmüşlerdi.

Güzel bir bakım banyosu sonrası cildime güzel kokulu yağlar sürmüşlerdi. Saçlarımı kuruttuktan sonra şekil vermeye başlamışlardı. Yüzüme beyaz bir pudra, yanaklarıma ve dudağıma hafif pembemsi bir renk sürmüşlerdi. Gözlerimi belirginleştiricek sürmeler çekmişlerdi  ve hazırdım. 

Aynaya bakınca kusursuz gözüküyordum. Doğru unutmuştum. Mary çok güzel bir kızdı ama gerçek hayatta ben o kadar güzel değildim. Kimsenin bakmadığı sıradan biriydim. Ama şimdi bu bedendeyim ve tuhaf hissediyorum. Bu kadar güzel olmasına rağmen yalnız olan birinin bedeninde olmak gerçekten çok saçmaydı. Ne yani sırf Sophia gibi sarışın ve mavi gözlü değilim diye mi görmezden geliniyordum. Siyah saçlarım, siyaha çalan koyu gözlerim olduğu için mi sıradan ilan edilmiştim. Tanrım bu kitabın güzellik algısı çok saçma.

Hizmetçi kapıyı tıklayıp elinde giysilerle içeri girdi.

İçlerinden birini seçip bana giydirdiler ve takıları iliştirdiler.

Şimdi gerçekten hazırdım.

Hizmetçilerin övgü yağmuruna tutulmuştum.

''Aman tanrım! Bella! hizmetçi olduğunu bilmesem seni soylu zannederdim. O kadar kusursuz gözüküyorsun ki tanrım kıskanıyorum seni! majesteleriyle gideceksin!''

Hafifçe gülümsedim. Soylu olmama rağmen hizmetçi olarak hayatımı sürdürmem tuhaftı. Ayrıca zorla götürülüyorum yahu! tam bir işkence! neyse sabretmeliyim, orada eğer yüzümü gösterirsem kesinlikle tanınırım o yüzden yüzümü saklayacak bir tül taktım hemen. Hizmetçiler tuhaf karşılaşmıştı bu olayı ama ikna etmiştim.

Aynaya son kez baktıktan sonra odadan çıktık.

Merdivenlerin aşağısında Majesteleri bekliyordu.