49. Bölüm

1.7K 118 4
                                    

Bugün erken kalktığım için işleri yavaş yavaş halletmem gerekiyordu. İlk iş mutfağa gittim ve taze meyve ve sebzeleri güzelce yıkadım. Aşçı zaten yemekleri hazırlayacaktı o yüzden sadece malzemeleri getirip yıkamam yeterliydi. 

Mutfakta işleri hallettikten sonra yavaş yavaş temizliğe başladım. Yerleri bitirdikten sonra camlara geçince Kral Damian'ı kılıçla alıştırma yaparken gördüm. Üstü terlediği için gömleğinin düğmelerini açmıştı ve o kasları... Işıl ışıl parlayan güzel cildi... Kafamı salladım.

Hayır Mary!

olmaz!

odaklanmalısın! 

camı silerken bir yandan hala Kral'ı izliyordum. Bir an gözü buraya kaydı ama alıştırmaya devam ediyordu. Neler olmuştu öyle. Beni bugün kovmaması ya da hapise atmaması tuhaftı. Bana güveniyor muydu? yoksa güvenmiyor muydu? anlamıyordum. Ona aşık olduğumu söylediğim için miydi acaba? Tabii ya! Bu yüzden onu baştan çıkarmaya çalıştığımı düşündü. Kendi kendimi onayladıktan sonra camları silmeyi bitirdim sonra gözlerim tekrar karardı.

Ah! yemek yemeği unuttum.

Yavaş adımlarla mutfağa ilerledim, çok güzel kokular geliyordu. Gözlerim yemeklere ilişti. Bir hizmetçi yanıma gelip şöyle dedi.

''Majesteleri seni kahvaltıya bekliyor.''

Şaşırmıştım. Nasıl yani? neden? benimle özel bir şey mi konuşacaktı?

Elimdeki bezi bıraktıktan sonra salona geçtim. Masa özel olarak Kral'a hazırlanmıştı. Masanın başında oturuyordu.

Bakışlarını bana doğrulttu ve ardından yanında ki sandalyeye baktı. Gözleriyle otur işareti yapıyordu.

Selam verdikten sonra sandalyeye oturdum. Hizmetçi önümdeki tabağa servis yaptı ve gitti. Çok lezzetli bir tavuk vardı önümde. Yutkundum gerçekten açtım.

Kral 'başlayabilirsin' dedi ve yemeye başladı.

Bende hemen ilk lokmamı aldım.

Enfesti.

Deli gibi her şeyden yiyordum.

Karnımı doyurduktan sonra mutlu olmuştum.

''Majesteleri teşekkür ederim bu enfes yemek için. Ben artık işime döneyim.'' Dedim ve yerimden kalkarken bir anda elimden tuttu.

''Sana kalkmanı kim söyledi?''

Şaşkın gözlerle bakakalmıştım.

''Yanlış bir şey mi yaptım?''

Kral, hizmetçilerden masayı toplamasını istedi ve masadaki herşeyi hizmetçiler kaldırdıktan sonra kapıyı kapatarak bizi salonda baş başa bıraktırmıştı.

''Sana sormak istediğim bir kaç soru var.'' 

Heyecanlanmıştım. Ne soracaktı ki? sabah ki olayla alakalıydı değil mi? ah! aptal kafam! tabii beni kesin attıracak.

''Şey! ben özür dilerim dediğim gibi niyetim sizi baştan çıkarmak değildi! tamam size aşık olduğumu söylemiş olabilirim ama ben iffetli bir genç kızım yani sizi niye baştan çıkarayım. Lütfen beni zindana atmayın!''

''Hayır sana soracağım soru daha farklı bir soru.''

''Ne? Nedir?''

''Benedict kim?''

O an gözlerim kocaman açılmıştı.

Benedict'in adını neden söyledi?

Nasıl biliyor olabilir?

Yoksa kimliğim açığa mı çıktı? öldürecek miydi beni?

O an tüm kelimeler boğazıma dizilmişti korkudan.

İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin