Hiçbir şey düşünemiyordum. Tamamiyle kaybolmuştu gözlerim.
Kimse bana inanmıyordu.
Sonunda amaçlarına ulaşmışlardı gerçekten bitmiştim.
Eğer onlar ölürse bende ölecektim ve en kötüsü de anna babamı daha görememiş olmamdı.
Mary'nin anne babası olsalar dahi onları gerçekten çok sevmiştim ailem gibi benimsemiştim.
Gerçek hayatta ki ailemle aram hiç iyi olmamıştı ama burada...
''Tanrım yardım et.''
Sürekli dua ediyordum. Ondan başka kime sığınabilirdim ki?
''Lüften bana bir mucize ver.''
Saatlerce bu parmakların ardında bekledim. Üşümüştüm.
Bugün daha seçtiğim kitapları bitirecektim.
Ah! tanrım onları hiçbir zaman ağırlamamalıydım.
Zaten bir tuhaflık olduğu belliydi. Benden özür dilemeleri başlı başına saçmalıktı.
Bekle yoksa bu olabilir mi?
Düşünmeme fırsat olmadan bir kaç şövalye geldi ve kapıyı açtılar.
''Prenses Mary mahkeme salonunda yargılanacaksınız.''
Beni mahkeme salonuna götürmüşlerdi.
Kral orda bekliyordu.
İnsanların kendi aralarında fısıldaşmaları ve sürekli bana bakmaları çok rahatsız ediciydi.
Adrian ve Veliaht prenste orada oturuyordu.
Babamın işlerini devrettiği adam yargıçın bitişiğinde oturuyordu.
Yargıç konuşmaya başladı.
''Prenses Mary Quart, Sör Robert Quart ve leydi Anastasia Quart'ın tek kızlarısınız. Sör Robert'ın bu krallığa oldukça faydası dokunmuştur. Kral ile eşdeğer varlıklara sahip olduğunuzdan dolayı sizinde adınız geçiyor. Ama Kralın daha fazla sözü geçer. Burada bulunma sebebiniz Veliaht prens Diablo Willor'un nişanlısı prenses Sophia Bella'nın ve prenses Glorya'nın zehirlenişi üzerinedir. Deliller ve şahitler sizin işlediğinizi söylüyor. Siz kendinizi nasıl savunacaksınız?''
''Ben yargıç bey hiçbir şey yapmadım. Prenses Glorya ve prenses Sophia evime ziyarette bulundular. Oldukça şaşırmıştım çünkü bizim aramız hiç iyi değildi. Kötü bir şöhretim olduğunu biliyorum ama ben asla onlarla irtibata geçmedim. Evime tamamen habersiz geldiler ve misafir odasında onları ağırlarken bir anda ağızlarından kan geldi ve beni buraya getirdiler. Bu olaydan tamamen habersizim ve üzerime iftira atıldı.''
''Evet prenses Mary kötü bir şöhretinizinde çok etkisi var. Eskiden prenses Sophia'ya çoğu kez zarar vermeye çalışmışsınız. Evinize neden geldiler ne üzerine konuştunuz?''
''Benden özür dilemeye gelmişlerdi.''
''Neden özür dilemeye geldiler?''
''Bana karşı mahçup olduklarını ve benim onları affetmemi istemişlerdi. Ama ben neden özür dilediklerine anlam veremedim aramız kötüydü ve çok saçma geldi onlar affetmek isteyeceğim son kişiler.''
Herkes aralarında fısıldaşmaya başladılar.
Yargıç elinde ki ahşap tokmağı masaya vurdu ve insanları susturdu.
''Demek onları affetmeyecek kadar düşmandınız birbirinize.''
''Evet''
''İçeriye şahitleri getirin.''
Kapıdan içeri benimde hizmetçim olmak üzere birkaç kişi girdi.
''Evet şahitlik yapmak üzere buradasınız. Mary Quart'ın hizmetçisi İsabella hand siz zehiri delil olarak sunan kişisiniz buyurun açıklayın olayları.''
''Efendim Mary misafir odasında prenses Sophia ve prenses Glorya'yı ağırlıyordu. Biz çay demleyip atıştırmalık tatlıları içeri götürmek için hazırlanırken prenses Mary'nin verdiği şişede aroma olduğunu sanıp onu karıştırdım. Oldukça güzel ve tatlı gözüküyordu şişedeki zehir ama zehir olduğunu bilmiyordum. Çaya karıştırıp içeri götürdük bardaklara doldurduk. Prenses Mary'de çaydan içtiği için zehir olduğunu hiç düşünmedim. Prenses Mary dışında onlar kan kusmaya başlamışlardı. Bende korkup o şişenin zehir olduğunu düşünüp şövalye Adriana verdim. Şövalye Adrian bir bakışta bana zehir olduğunu söyledi ve efendimi götürdüler.''
''Sen neler söylüyorsun İsabella! ben sana asla şişe vermedim! yalan söylüyorsun!''
''Prenses Mary sessiz olun! İsabella hand, prensesler tesadüfen eve gelmişlerdi peki ne zaman bu aromayı verdi prenses Mary size?''
''Yargıç, efendim bunu bana prenses Glorya'nın eve geleceği zaman için daha önce vermişti. Bu aromayı çaya katmam gerektiğini çok kaliteli ve bulunmaz bir aroma olduğunu söylemişti bende bunu düşünüp çaya katmıştım.''
''Peki çayı efendinizinde içtiğini söylediniz. Neden ona birşey olmadı?''
''Bunu bilmiyorum efendim, belki panzehirini içmiş olabilir diye düşünüyorum.''
Herkes konuşmaya başladı. Yargıç tokmağı vurup bağırdı.
''Sessiz olun! sessiz olun! evet prenses Mary ne söylemek istiyorsunuz?''
''Bunların hepsi yalan! tanrı aşkına! neden Glorya için zehir alayım?''
Prenses Glorya'nın hizmetçisi konuşmaya girdi.
''Çünkü efendimle aranızda geçen gün tartışma oldu ve ona kin güttünüz çünkü size tokat atıp arabadan atmıştı. Bu yüzden sizden yanlış anlaşılma için özür dilemeye gelmişti evinize.''
''Bayan ellen nasıl bir yanlış anlaşılma oldu neden tokat attı prenses Glorya?''
''Şey... efendim Glorya, eski nişanlısı Benedict ile prenses Mary'nin birlikte olduğunu düşünüyordu. Geçen gün yolda arabayla giderken prenses Mary'nin prens Benedictin kalesinden çıktığını gördü ve arabasız yolsa yürüyordu. Bu yüzden bir tuhaflık olduğunu anlayıp arabaya aldı ve tartışma yaşadılar. Efendimi bu yüzden zehirlemiş olabilir.''
''Bu doğru mu prenses Mary?''
''Benim Benedict ile aramda hiçbir şey yok! o gün kaleden çıktığım doğru ama Benedict ile ilişkim olduğundan değil! Glorya'nın tokat attığı da doğru ama onu zehirlemedim! tanrım neden zalimmişim gibi davranıyorsunuz bana! ben kötü biri değilim! ben eski Mary değilim artık! beni lekelemeyi bırakın konuları çarpıtıyorsunuz!''
Kafamı arkama çevirip baktım. Gözlerim Benedicti aradı ama oda yoktu... Veliaht prens ve kral bana sessizce bakıyordu.
Önüme döndüm.
Kendimi aklamam lazımdı.
''Prenses Mary, o kalede ne işiniz vardı peki? neden arabasız yolda gidiyordunuz?''
''Ben şey... ben balodan sonra eve gitmemiştim. Alkolün etkisiyle orada uyuya kalmıştım hepsi bu kadar o yüzden yanlış anlaşılma olmasın diye kaleden çıkmıştım.''
''Hiçbir insan fark etmedi mi sizi? kalede çok sayıda hizmetçi var ve alkolün etkisinde kalan insanları götürüyorlar. Sizi neden fark etmediler?''
Sorular iyice zorlaşıyordu. Benedict'in odasında kaldığımı nasıl söyleyebilirdim ki?
''Ben-''
Kapı bir anda açıldı ve Benedict gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI)
FantastikPeki ya sen içindeki canavarı keşfetmeye hazır mısın ? ... Bir gün gözünüzü okuduğunuz bir romanın içinde kötü karakter olarak açarsanız ne olurdu? #1 - Dram #1 - Tarihi #1 - Prenses #1 - Krallık #1 - Novel #1 - Karakter #1 - Büyü #1 - Mary #1 - Fa...