14. Bölüm

2.9K 193 1
                                    

İkiside bana delici bakışlarla bakıyordu. Hiç umrumda değildiler neden umurumda olsunlar ki ? Ben eğlememe bakacağım. Onlara bakarak kocaman gülümsedim : ''Hayır tatlım beni bu onur balomda sinirlendiremeyeceksiniz.'' Saçlarımı savuşturarak ilerledim.

Kralın oturduğu taht epey yüksek bir yerdeydi ve merdivenlerle çıkılıyordu. Kral olmak böyle birşey tabiiki. Kral oturduğu tahttan kalktı ve merdivenlerden aşağı yavaşça inmeye başladı. Orkestra müziğin sesini yavaşça azaltarak çalmaya başlamıştı.

''Değerli konuklar. Bugünün onur konuğuna bir alkış istiyorum. Sevgili Prenses Mary Quart suçluları yakalamakta gösterdiği başarı için onur ganimeti almaya hak kazanmıştır. Bu başarısından dolayı ben kral jack bu onur broşunu hediye ediyorum.''

Herkes alkışlamaya başlamıştı. Sophia üzgün bakışlar atıyordu. Bu başarımı beklemiyorlardı. Ne güzel roman yaptığım bu küçük şey bile çok büyük oranda taktir edilmişti.

Kralın önünde selam verdim ve ödülümü aldım. Babam ile annem gurur içindeydiler. Şövalye adrian ise gülümsüyordu.

Konuşma faslı bittikten sonra herkes dansa başlamıştı. Etrafta çok sayıda insan vardı. Başka krallıktan insanlar bile gelmişti.

Etrafı izlerken yanıma adrian geldi.

''Nasılsınız prenses Mary ? güzelliğiniz bugünde göz alıcı'' diyip elimi öptü.

''Teşekkürler şövalye adrian'' diyip gülümsedim.

''Size de uygunsa ilk dansınızı bana bahşetmenizi isterim.''

Biraz düşünmem gerekliydi normalde ilk Sophia'ya teklif ederdi ama Sophia'nın eli doluydu doğru.

O sırada veliaht prens yanımızda belirdi.

''Mary konuşmamız gerekiyor.'' Dedi şövalye Adrian'a sert bir bakış atarak.

''Peki şöyle geçelim'' dedim kendimden emin bir ifadeyle.

Duvar kenarına geçip konuşmaya başladık.

''Mary biliyorsun hala nişanlıyız ve kralın emriyle ilk dansı bizim yapmamız gerekiyor.''

''Demek ilk dansı yapmalıyız ? hangi sıfatla ? hala nişanlıyız derken ?''

''Bende sana meraklı değilim bu kendini geri çekme oyununla beni elde edemezsin ben Sophia'ya aşığım aklında olsun.''

Gülümsedim ve dudaklarımı araladım.

''İnan bana ister aşık ol ister olma umurumda bile değilsin. Sana az bile katlanmışım zavallı ben olmadan bir hiçsin bunu sende aklında bulundur.''

Kaşlarını çattı ve Sophia'nın yanına gitti.

Tanrım ! neden yüzyüze gelmek zorundayım ki bununla ! birde dans etmemiz isteniyor ? daha neler ?

İç çektim ve biraz dolanmaya başladım balkonun yanında bir oda gördüm ve oraya girdim.

Odada koltukta uzanmış biri vardı ve uyuyordu.

Elinin arkasını şakaklarına dayamış ve saçları gözlerinin üstüne düşüyordu.

Ondan gelen parlak bir aura vardı ama bu hangi karakterdi aklıma gelmedi.

Kendimi ona kaptırıp yanına biraz yaklaştım yüzünü tam görmek istiyordum merakıma yenik düştüm.

Yaklaştıkça nefesinin sesini duyuyordum. İsmi neydi acaba ?

Son derece yakışıklı ve uzun biriydi. Yüzüne kirpiğinin gölgesi düşüyordu. Farkında olmadan elimi onun yüzünde gezdirmeye başladım.

''Ne yaptığını zannediyorsun ?''

Bir anda gözleri açılmıştı.

İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin