Bölüm Altı - Tanışma

19.9K 750 49
                                    

Ben geldim :D

Nasılsınız bakalım? 

Bana müzik önermek isterseniz burayı kullanın <3

İnstagram: blackmavi.ms

Seviliyorsunuz 💜

Seviliyorsunuz 💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Hayat çok garipti.

Bir süre önce ilk kez gördüğüm, adını sanını bilmediğim bir adamı çıkarmıştı karşıma. İlk karşılaşmamız sonrasında, o hatırlamış mıydı bilmem, beni ağlarken görmüş ve iyi olup olmadığımı sormuş, yardım etmek istemişti. Hiç tanımadığı birine. Ve hiç tanımadığım bir adam gözyaşlarıma şahitlik etmişti.

Sonra onu hastaneye girerken görmüştüm. Gözlerimiz o an da birbirini bulmuştu. Var olduğumuz ortamlarda mıknatıs misali birbirlerini çekiyorlardı.

Şimdi ise tam karşımdaydı ve benim aksime gözlerinde herhangi bir şaşkınlık kırıntısını yakalayamamıştım. Yerler ve zaman değişmişti ama onu ne zaman görsem ortaya çıkan duygularım aynıydı. Yine aynı hisler bürümüştü bedenimi. Şaşkınlığın yanında kalbim yine hızla çarpmaya başlamıştı. Korku muydu endişe mi bu hissettiğim duygu hala anlayamıyordum. Peki neden?

"Merhaba Asif Bey," Hilal Hanım kendisinin aksine bende olan gözleri takip etmiş ve bana dönmüştü. "Ferra Hanım Tunahan'ın öğretmeni. Hasta olduğunu öğrenince ziyaret etmek istemiş."

İki çift gözün üzerime dönmesiyle daha çok gerilirken elimdeki poşete sarılı meyve sepetinin kulpunu biraz daha sıktım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. 'Merhaba' gibi basit bir kelimeyi bile söyleyememiştim.

Adının Asif olduğunu öğrendiğim karşımdaki adam sessizce başını onaylarcasına salladı. Beni tanımış mıydı acaba? Tanımış olsa böyle tepkisiz kalır mıydı ki? En azından şaşırırdı değil mi? Belki de ben çok anlam yüklemiştim bu karşılaşmalarımıza, o beni fark etmemişti bile.

Bir adım gerileyerek kapı geçebileceğimiz şekilde açıldı. Hiç tanımadığım bir insanın evine girecek olmak beni fazlasıyla tedirgin ederken Hilal Hanım gelmeseydi yalnız başıma gelemeyeceğimi fark etmiştim.

"Ben bunu alayım, zahmet etmişsiniz."

Sıkı sıkıya tuttuğum meyve sepeti elimden kayıp giderken Hilal Hanım almış ve bu eve çok sık geldiğini belli ederek nereye gideceğini bilip gözden kaybolmuştu.

Onunla, evin antresinde öylece karşılıklı kalakalmıştık. Sessizlik beni rahatsız ederken konuşmak ve bu rahatsız edici sessizliği kırmak için dudaklarımı araladım.

"Kusura bakmayın. Rahatsızlık vermek istemezdim ama Han'ı merak ettim."

Kendimi açıklamak zorunda hissetmek bulunduğum durumu daha da hoşnutsuz hissettirmişti. Emrivakiliği sevmezken şimdi ben yapmıştım. Karşımdaki adamın ise çok da umurunda değil gibi sessizce başını aşağı yukarı sallamadı sadece.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin