Bölüm Yirmi Bir

9.9K 383 41
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Ben hiç iyi değilim valla aslında artık gifli videolar yapacaktım ama maalesef yaptığım gifi sistem kabul etmedi. Normalde pazar hazır olan bölümü ancak şimdi paylaşabiliyorum. Baya inat ettim yüklemek için ve olmadı. En sonunda pes ettim :,,,,( Neyse instagram hikayeme ekleyeceğim merak eden oradan bakabilir

Bölüm sonunda bu bölümün adının ne olduğunu belirlemeyi unutmayın!

Keyifli okumalar :)

İnstagram; blackmavi.ms

Seviliyorsunuz 💜

Seviliyorsunuz 💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Bir süre önce anneme iyi bir doktor bulabilmesi için girdiğim bu kapılardan şimdi o adamla birlikte geçiyordum. Hiç kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak başımı dik tutuyor ve direkt karşıma bakıyordum. Midemde inanılmaz bir yanma vardı.

Bizi kapıda karşılayan yanımdaki adamın asistanı asansörün önüne geldiğimizde düğmeye bastı. Üçümüz birlikte asansörün kapılarının açılmasını bekledik. Beklemek işkenceye dönüşmeden hemen önce asansöre binmiştik. Kimseden çıt çıkmıyordu.

Kendimi fazlasıyla rahatsız hissediyordum. Yanımdaki adam gibi simsiyah değildim en azından. Üzerimde kahverengi blazer ceket, siyah balıkçı yaka kazak, altımda siyah kumaş pantolon ve kahverengi yarım botlarım vardı. Annem seçmişti. Ben de itiraz etmeden giymiştim.

Yanımdaki adamın teklifini kabul ettiğimde annemin mutluluğu görülmeye değerdi. Bir amda heyecanla dolmuştu. Öyle mutlu olacaksa her şeyi yapardım ben. Mutsuz da olsam yapardım.

Asansörün kapıları o adamın odasının bulunduğu katta açıldığında indik. Koridoru geçerken önüme bakmaya devam ettim. Odasına girerken asistanı Cem Beyden daha sonra gelmesini isteyerek onu kapının dışında bıraktı.

O koltuğuna otururken ben de buraya geldiğimde oturduğum koltuğa geçtim. Anılarım canlanmıştı. Ne de olsa çok zaman geçmemişti üzerinden. Yıldırım Beyin abim olduğunu öğrendiğim o anın üzerinden.

"Aslında ben akşam yemeğine çıkarız diye düşünüyordum ama tanışmanızı biraz erkene alarak öğle yemeğinde halledelim."

Anlık bir refleksle sessizliği bozduğu için bakmıştım ona ama gözlerim onda kalmıştı. Dirseklerini masasına dayamış ve bana doğru hafifçe eğilmişti. Gözlerini kısmış beni izliyordu. Avına yaklaşan canavar gibi sinsilikle parlıyordu gözleri.

Gözlerimi ondan çektim ve önümdeki sehpaya sabitledim. Hiçbir şey demedim. Zaten olacak olandan kaçamazdım. İstesem de yapamazdım. Fark eder mi meçhul fakat ona yanıtlarım artık sessizlik olacaktı.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

Sorusunu duymazdan geldim. Cebimde titremeye başlayan telefonumu elime alıp arayana baktım. Sena arıyordu. Normalde cebimden çıkarana kadar aramanın sonlanması gerekirdi. Arkadaşım uzun uzun çaldırmazdı. Acil bir şey yoksa tabi.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin