Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~
O adamla göz göze geldiğimiz anda saman alevi gibi tutuştu öfkem içimde. Tam öne adım atacaktım ki kendi kendimi zapt ettim. Ona bağırıp çağırmak, buraya ne hakla geldiğinin hesabını sormak isteyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Bencilce hareket edemezdim. Burada sadece benim annem hasta değildi. Kimseyi rahatsız edemezdim. Bu nedenle gözlerimi sıkıca kapatıp sakinleşmek adına derin bir nefes aldım.
Harlanan öfke ateşini biraz olsun dinginleştirdiğimde ona doğru yürüdüm. Elbette neden burada oluşunu soracaktım ama az önceki halime nazaran daha sakin bir şekilde.
"Ne işin var senin burada?"
Dişlerimin arasından tıslarcasına konuşmuştum. Her ne kadar sakinleştiğimi düşünsem de kendimi zapt edemiyorum. Ona çok kızgındım. Anneciğim her aklıma geldiğinde adını ağzıma almak dahi istemiyordum. Onu düşünmek bile ağzımda istemsiz acı, ekşi karışık bir tat var ediyordu. Bize yaşattıklarını unutamıyordum. Ben kendimi geçtim, annem öyle bir şeyi asla hak etmemişti.
"İşten atıldığını duydum. Eğer istersen o kararı iptal ettiririm."
Kabanımın cebindeki ellerim yumruk haline geldi. Bir anda açtığı konu dinginleştirmeye çalıştığım öfkem birdenbire daha canlı hale getirdi.
"İstemez" Sertçe karşı çıktım ona. Bu zamana kadar ona ihtiyacım olmamıştı ki şimdi olsun. Yine de bu kadar hızlı nasıl öğrendiğini anlayamadım. "Hem, sen nereden öğrendin bunu?"
"Annenin durumunu öğrendim. Onu görmek istedim ama uyuyordu."
Konuyu bir anda değiştirmiş olması gözlerimin kısılmasına neden oldu. Neden söylemediğini sorardım belki. Konuyu anneme çekmeseydi.
Sıkkın bir nefes verdim. Yutkudum. Gözlerimi kapatıp burun kemerimi sıktım. Tüm bunlar sakinleşebilmek için bir çabaydı. Onunla tartışmak ya da kavga etmek istemeyen tarafım karşımdaki adama tüm öfkesini kusmak isteyen tarafımla çatışıyordu. Herkes için sakinleşmem gerektiği sol kulağıma fısıldanırken onun bize yaşattıkları sağ kulağıma fısıldanıyordu. Ben ise ortada bir başıma sağ çıkabilmek için çırpınıyordum.
"Bak, sana sırf annem iyi olsun diye geldim ben. Başka herhangi bir şey için değil. Bizden uzak dur. Ayrıca annemi merak ediyormuşsun gibi yapmana gerek yok. Senden böyle bir beklentim hiçbir zaman olmadı ve olmayacak."
Bana bir adım yaklaştı. Tek adımda karşımda kocaman olmuştu. Aldığım nefes boğazımda kalırken boğulacak gibi hissetmiştim. Sonra parmakları koluma değdi. Zar zor toparladığım parçalar yeniden darmadağın oldu.