Bölüm Yirmi İki

9.9K 380 42
                                    

Merhaba, nasılsınız?

İnstagramdan takip edenler medyayı çoktan gördü. Ben bayıldım! Ya siz?

Bölüm sonunda bu bölümün adının ne olduğunu belirlemeyi unutmayın!

Keyifli okumalar :)

İnstagram; blackmavi.ms

Seviliyorsunuz 💜

Seviliyorsunuz 💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Onun okyanuslarının kıyısındaydım. Beni içine çekiyordu dalgaları ve ben direnmekte zorluk çekiyordum. Adımımı derinliğini hiç bilmediğim okyanusa atsam boğulacağıma emindim fakat aklım algılamamak için her şeyi yapıyordu sanki.

"Asif, burada ne işin var?"

Levent'in sesiyle gerçek dünyaya dönmüş oldum. Asif'e olan yakınlığımı da ancak o zaman fark edebilmiştim. Elleri hala dirseklerimdeydi. Tam gözlerimin içine bakıyordu.

"Neden buradasın?"

Kaşları çatılmıştı. Sorusu fısıltıdan farksızdı. Levent'in duymadığına emindim. Belki de özellikle o duymasın diye bu şekilde sormuştu. Ama iyi ki sormuştu bu soruyu. O ana kadar Sena aklımdan çıkmıştı. Hızla ondan ayrılarak bir adım geriledim.

"Hoşça kal."

Yanından geçerken gözlerim zemindeydi. Hızlı adımlarla asansörün önüne geldiğimde arkamı dönüp ona baktım. Levent Asif'in kolunu tutmuş kıstığı gözleriyle ona bir şeyler söylüyordu. Asansörün kapısı açıldığında önüme döndüm ve asansöre bindim. Kapılar kapanırken ikisinin de bana baktıklarını ancak fark edebilmiştim.

Asansörün sabırsızlıkla zemin kata inmesini beklerken Sena'yı aradım tam üç defa. Çağrılarımın sonu hep telesekretere çıktı. Ulaşamıyordum ona. Endişeyle çıktım sonunda istediğim katta durup kapılarını açan asansörden.

Etrafıma bakınarak binadan çıktığımda Sena'yı görememiştim. Şirketin çıkış kapısının çaprazındaki arabanın önünde duran Akif vardı. Ona ilerlediğimi fark ettiğinde duruşunu dikleştirip bana döndü.

"Benimle birlikte gelen arkadaşım nerede?"

"Bir adamla birlikte gitti kendisi."

Elimle yüzümü kapatıp ofladım. Şimdi nereden bulacaktım ben onu? Sena isteyerek gitmemiştir değil mi? Çaresizce sağa sola yürüdüm. Elimdeki telefonla yeniden ve yeniden aradım arkadaşımı.

"Ferra, neler oluyor?"

Asif'in sesini duyduğumda adımlarım duraksadı ve kulağımdaki telefonu indirdim. Ondan yardım istesem yardım edebilir miydi? Benim aksime o buraları daha iyi biliyordu. Koskoca bir şirket yönetiyordu ve plazadaki insanları da tanıyor olmalıydı.

"Asif yardım et lütfen. Yamaç'ı tanıyorsun değil mi? Levent'in arkadaşı."

Aramızda iki adımlık mesafe kalana dek ona yürüdüm. Gözleri kısıldı. Baştan ayağa süzdü beni. Yanıt vermesini bekledim. Tavrı da bakışları da bir değişikti.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin