Aşkın barut kokan hâli...
UYARI!
→ İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir.
→ Kitaptaki olaylar, mekanlar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.
→ (Ç)alıntı durumunda yasal işlem b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☪ 4. BÖLÜM
"O benimdir, o benim milletimindir ancak."
Yanlış okumuş olma ihtimalime karşı, benim deyimimle Sonuncu'nun attığı mesajları defalarca kez okudum ama tek ilgi odağım sadece bir cümledeydi.
"Ben üsteğmen Altay."
Bildiğimiz Altay!
Başka Altay olma ihtimali?
İmkânsız!
Mesajlaştığım kişi Altay'dı!
Başka bir Altay olma ihtimali yoktu çünkü tüm bunlar anladığım kadarıyla Yağmur gerizekalısının bir oyunuydu. Ben şimdi onu öldürmez miydim? Saçlarını tek tek yolup ağzına tıkamaz mıydım? Bilerek bana böyle bir oyun oynamıştı. Amacı benim hareketlerimi gözlemleyip emin olmaktı. Hedefine ulaşmıştı. Gebertecektim onu. Altay'ın numarasını nasıl bulduğunu bilmiyordum fakat bende kayıtlı olmadığını bir şekilde biliyor olmalıydı. Başka türlüsü mümkün değildi.
Bir dakika!
Eniştem bu sabah evden ayrıldıktan sonra, ablamla konuştuğumuz bir vakitte benim üstün zekalı arkadaşım mutfağa su içmeye gideceğini söylemiş ve yanımızdan ayrılmıştı. Bende telefonumu en son mutfakta bırakmıştım. Büyük ihtimalle o sırada telefonumu kurcalamıştı. Şifremi bildiği için zorlanmadan tüm bunları yapmış olmalıydı. Bu kez kimse Yağmur'u elimden alamazdı! Ben şimdi ne yapacaktım? Altay bu numaranın bana ait olduğunu öğrenirse biterdim. Hakkımda yanlış düşünebilirdi. Sonuçta ona eski sevgilime mesaj atıyormuş gibi mesaj atmış, öyle davranmıştım.
Yaktın beni Yağmur! Yakacağım seni Yağmur!
Altay'ın attığı mesajlara hiçbir şey yazamadım utancımdan. Görüldü atıp bıraktım. Muhatabım kendisi değildi çünkü. Hemen Yağmur'u aradım. Onu öldürecektim! Bu yaptığı yanına kâr kalmayacaktı. Telefon açıldığında Yağmur'un meraklı sesini duymuştum.
"Ne oldu? Niye aradın beni?"
"Elinin körü tadında bir işkence keşfettim. Bence sen bu tadı çok seveceksin."
"Ne saçmalıyorsun Neva?"
Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. "Yaptığın şeyi anladım gerizekalı! Ortaya çıkmayacak mı sandın?" diye söylendim dişlerimin arasından.
"Oha, gerçekten mi? Bizim komutan sana adını söyledi mi? Konuşmaya benden sonra devam ettiniz mi?"
Kasap et derdinde koyun can derdinde cümlesinin küçük özetiydi benim şuan içinde bulunduğum durum. "Yağmur seni geberteceğim! Beni nasıl bir işin içine koyduğunun farkında mısın? Sence tüm bunlara rağmen ben onunla konuşmaya devam edebilir miyim? Amacın neydi bunu planlarken?!" diye bağırdım. Daha sonra sesimi çok fazla yükselttiğimi düşünerek kısık sesle konuşmaya devam ettim çünkü ablamlar uyuyordu. "Beni denemek için yaptın değil mi? Altay'ı sevdiğimi en başından beri anlamıştın ve ikimizin arasını yapmak için böyle bir yola başvurdun."