Aşkın barut kokan hâli...
UYARI!
→ İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir.
→ Kitaptaki olaylar, mekanlar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.
→ (Ç)alıntı durumunda yasal işlem b...
"Sorun değil kardeşim, sağolasın. Biz hallederiz gerisini. Sağa çek, inelim biz. Seni de bu saate kadar yorduk."
"Əminsən, əsgər qardaş?"
"Eminim, eminim. Ali amcayla birlikte bize yeterince yardım ettiniz. Daha fazla size karşı mahcup olmak istemeyiz."
"Estağfurullah. Əgər israr edirsinizsə, dediyiniz kimi edin."
"Eyvallah abi. Emeğiniz çok var üzerimizde. Hakkınızı helal edin."
"Əlbəttə, halal olsun. Nə vaxt istəsəniz sizi evimizdə gözləyirik."
"İnşallah, müsait olursam sizin köye tekrar uğrayacağım."
"Gözləyirik qardaş."
Konuşmaları sonlandığında gözlerimi kırpıştırarak açıp etrafıma baktım. Ne kadar süredir uyuyordum ben? En son Altay'ın başımı sağ omzuna yasladığı zihnimin en kuytu köşelerinde yer edinmişti. Galiba hâlâ onun omzuna başım yaslı hâlde duruyordum çünkü sol yanağımda başkasının vücut ısısını rahatlıkla hissedebiliyordum.
Gözlerimi kısarak ana yolu incelemeye çalıştım. Hava son bıraktığım gibi kapkaranlıktı fakat bulunduğumuz asfalt yoldan arabalar, çuvallarla tıka basa doldurulmuş kamyonlar, tonlarca malzemeyle yüklü tırlar geçip gidiyordu. İçinde bulunduğumuz kamyon her saniye yavaşlayıp sağa doğru çekilirken başımı Altay'ın omzundan istemeye istemeye kaldırıp çevreme bakmaya başladım. Sınır kapısıyla aramızda birkaç kilometre duruyor olmalıydı çünkü burada Türkiye-İran arası ticareti sağlayan yüzlerce araç hareket halindeydi. Hareket etmeyen araçların bir kısmı ise yol kenarlarına park edilmişti.
Gözlerim doldu. Az biraz ileride güzel ülkemin toprakları bulunuyordu. Birkaç gün de olsa vatansız kalmak çok zordu.
Uyanmış olduğumu fark eden Altay kafasını sağına çevirip gözlerime baktı uzun uzun. Ben uykumdan yeni uyandığım için sersem sersem etrafıma bakıyordum fakat o tüm yol boyunca gözünü kırpmamış gibi görünüyordu.